"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/584 E., 2023/593 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/312 E., 2022/959 K.
Taraflar arasındaki karışılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ailesinin evliliğe yaptıkları müdahalelere sessiz kaldığını, aşırı kıskanç tavırlar ile evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, güven sarsıcı davranışlar sergilediğini, müvekkilinin ailesi ile tüm bağlarını koparmaya çalıştığını, kadının evde yaşadıkları her şeyi kendi ailesine aktardığını, müvekkiline hitaben sende bir sorun var git hastaneye sperm sayını ölçtür diyecek kadar ileri gittiğini, müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, sürekli olarak müvekkilinin kendisini aldattığını düşünmeye başladığını, akraba ziyaretlerini daha da azaltmaya başladığını, kadının müvekkilinin kız kardeşinden dahi kıskanır hale geldiğini, kardeşler arasında ilişki olduğunu düşünecek kadar sapkın bir kıskançlık içine girdiğini, kadının, eşinin her şartta kendisinin yanında olan, her zorlukla baş edeceklerini söyleyen müvekkiline karşı tüm hayalleri yıkan durumu yaşattığını, bebeğin kalp sesini dahi duymamış olan müvekkilini bebeğini aldıracağını belirten bir not bırakarak evi terk ettiğini, müvekkilinin, kadının ailesi ile iletişim kurmaya çalıştığı sırada ağır hakaret ve tehditlere maruz kaldığını bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini, müvekkil lehine 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesi, evdeki kız kardeşi ve evli olan ablasının sürekli olarak müvekkilinin evlilik birliğine müdahale ettiklerini, öyle ki daha evliliğin birinci haftasında müvekkilini boşanma davası ile tehdit etmeye başladıklarını, erkeğin eve geldiğinde müvekkilinin yanına dahi oturtmamakta olduğunu, birlikte yemek yemekten dahi kaçınmakta olduğunu, erkeğin müvekkili ile dışarı çıkıp gezmemekte, sürekli olarak ailesi ve kız kardeşi ile dışarı çıkıp gezmekte olduğunu, müvekkilini ise evde yalnız bırakmakta olduğunu, erkeğin ailesinin de bu durumu davranışları ile desteklediklerini, erkeğin müvekkilinin ailesinin kendisine ağır hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, müvekkilinin hamileliği yaklaşık beş buçuk aylık iken 3'lü tarama testi olarak bilinen ve her hamilelikte rutin olarak yapılan testin sonuçlarını almaya gittiğinde maalesef bebeğinin anne karnında öldüğünü öğrendiğini, erkeğin bebeği istemediğinden müvekkilinin de karnına tekme atarak evden kovduğunu, babasının evine yolladığını, sonrasında da müvekkilinin hamile olmasına rağmen en ufak bir şekilde çocuğunu dahi merak etmeyip arayıp sormadığını, müvekkili ve bebekle hiçbir şekilde ilgilenmediğinden dolayı hastaneye gidiş sebebini bilmemesinin normal olduğunu,erkeğin davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakasına ve karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, ziynetlerin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedeline karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-davacı kadının ailesinin evliliğe aşırı müdahalesine sessiz kaldığı, erkeğin kusurunun ispat edilemediği, bu nedenle erkeğin boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı-davalı erkek lehine 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-davacı kadının boşanma davasının reddine, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebi ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; lehe hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kabul edilen asıl boşanma davası, aleyhine maddî ve manevî tazminat, reddedilen karşı boşanma ve fer'îleri ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan incelemede; kusurlu vakıaların tespitinde ve kusur derecesinde hata yapıldığı, davalı-davacı kadının, ailesinin evliliğe aşırı müdahalesine sessiz kaldığı, davacı-davalı erkeğin ise ailesinin evliliğe aşırı müdahalesine sessiz kaldığı, sürekli ailesine giderek kadını evde yalnız bıraktığı, bebeği istemediğini, aldırmasını istediğini söylediği, hakaret ettiği, aşağıladığının anlaşıldığı, erkeğe bu kusurların yüklenmemesinin hatalı olduğu, erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile kadın vekilinin kusur belirlemesine, reddedilen boşanma davasına, reddedilen tazminat talepleri ile erkek lehine hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının boşanma davasının kabulüne, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tüm, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.