Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4644 E. 2024/4297 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirlemesi, delillerin takdiri, tazminat ve nafaka miktarlarının doğru olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/606 E., 2023/606 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/577 E., 2022/882 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin anlaşamadığını, müvekkilinin davalıdan her fırsatta fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını, davalının müvekkilini çocukların önünde darp etmekten çekinmediğini, ortak çocuğun da davalıdan şiddet gördüğünü, davalının müvekkilinden habersiz olarak evlilik birliği içinde edinilmiş malları muvazaalı olarak sattığını, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak üniversitede okuduğu bölüm arkadaşı ile müvekkilini aldattığını bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilerek ortak çocukları lehine ayrı ayrı aylık 2000,00 TL nafakaya, müvekkili lehine aylık 2000,00 TL nafakaya, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilerek davalının banka hesaplarına tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşine, evine ve ortak çocuklara karşı özenli olduğunu, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, ortak çocukları ya da davacı kadını darp etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, aksine müvekkilinin davacıdan psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünü, davacı kadının müvekkiline küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, müvekkiline ve müvekkilinin ailesine karşı saygısız tutumlar sarf ettiğini, davacı kadının ailesinin de tarafların evliliğine müdahil olduğunu, müvekkilinin sadakatsizlik yapmadığını, bu durumun da soyut iddiadan ibaret olduğunu, müvekkilinin davacı tarafından her ortamda küçük düşürüldüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilerek yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı karşı davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı, hamileyken darp ettiği, dış görünüşü ile dalga geçtiği, onu aşağıladığı, harçlık vermeyerek ekonomik baskı uyguladığı, kazancını gizlediği, aldığı hediyeleri küçümsediği ve "kimin parası ile kime hediye alıyorsun dediği, "hapse girersem bir kişi için girmem diyerek tehdit ettiği, ortak çocuklara şiddet uyguladığı, çocuklardan ...'e küfür ettiği, yalan söylediği, her tartışmada küserek eşinden ayrı yattığı, davacı karşı davalı kadının ise eşine hakaret ettiği, başkalarının yanında eşini tersleyerek konuştuğu, kıskanç davrandığı, eşinin telefonunu kontrol ettiği, ortak konuta misafir gelmesini istemediği, eşinin kız kardeşi hakkında olumsuz konuşmalar yaptığı, bu haliyle davalı kocanın ağır kusurlu davranışları, davacı kadının da az kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin devamına imkan kalmayacak derecede temelinden sarsıldığı, asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, gayri reşit ortak çocukların velâyet haklarının anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, davacı - karşı davalı kadın için aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar ... ve ... için aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ağır kusurlu bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, en azından tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri gerektiği, hükmedilen tazminatların yüksek olduğu, kendi maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğu, dava devam ederken doğan ortak çocuk Cemre Defne için nafaka talebinin neden reddedildiğinin açıklanmadığını, mahkemenin takdir ettiği maddî ve manevî tazminatların kusur durumu dikkate alındığında az olduğu, karşı davanın ispatlanamadığı halde kabul edildiğini belirterek verilen kararın bu yönlerden kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik görülmediği, erkek vekilinin gösterdiği istinaf sebepleri arasında kadın için taktir edilen yoksulluk nafakasının bulunmadığı, davacı-karşı davalı kadının lehine taktir edilen yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğunu belirterek kararı istinaf ettiği anlaşıldığından, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak kadın vekilinin istinaf sebebinin incelenmesinde; sigorta kaydına göre kadının 2023/2 döneminde Antalya Serik Devlet Hastanesinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı anlaşıldığından hükmedilen nafakanın miktarında bir isabetsizlik görülmediği, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğu, aylık 1.000,00'er TL tedbir nafakasının hüküm altına alındığı, ayrıca yargılama sırasında dünyaya gelen tarafların gayri reşit ortak çocukları .. için ilk derece mahkemesince doğum tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu, bu çocuğun doğum tarihi olan 02.02.2022'den itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının hüküm altına alındığı, ortak çocuklar ... ve ... ve ... için boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasının hüküm altına alındığı, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğundan davacı-karşı davalı yararına 60.000,00 TL maddî, 60.000 TL manevî tazminata sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğu, tanık anlatımlarının soyut, duyuma dayalı iddialar olduğu, kusur tespiti, yoksulluk ve iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirmesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166ıncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.