"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/952 E., 2022/1845 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yenide esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/23 E., 2020/96 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının fiziksel, sözel, duygusal ve mali şiddetine maruz kaldığını,sadaktsiz olduğunu, evlerine gelen temizlikçinin süpürgeyi çalıştırıp çekmediğini müvekkiline söylediğinde, müvekkilinin süpürgenin uçlarında kızıl, siyah, beyaz sacların takılmış olduğunu gördüğünü, bu duruma temizlikçinin de bizzat şahit olduğunu, müvekkilinin fotoğraf makinesine baktığında ise 3 adet yabancı kadının fotoğrafları ile karşılaştığını, kadınların üzerinde mini kot şortlar bulunduğunu ve kadınların müvekkilin binasının üzerinde sigara içerken pozlar verdiğini, sacların da kadınların sacları ile uyuştuğunu, müvekkilinin davalıya durumu sorduğunda kadınların temizlikçi olduğunu iddia ettiğini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin davacıya verilmesine, davanın devamı süresince müvekkili çalışmadığından, çocuklar için tedbir nafakası olarak 1.500,00’er TL, müvekkil için aylık 3.000,00 TL’nin toplam 6.000,00 TL olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama sonucuna göre aynı rakamların artan oranlı bir şekilde yoksulluk ve iştirak nafakası olarak davacıya verilmesine, miktarların her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artırılmasına, 300.000,00 TL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının mallara ilişkin haklarının saklı tutulduğunun gözetilmesine, 300.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi İle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletîlmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı eşin tutum ve davranışları nedeniyle uzun süredir devam eden sorunları olduğunu, bu sorunların davacının aşırı kıskançlığı, müvekkilinin eve arkadaşlarını ve akrabalarını getirememesi, sürekli davacının ailesi ile birlikte yaşanılması gibi sebepler olduğunu müvekkilinin aile ve arkadaşlarını evde istemediğini, davacı-karşı davalının annesi ve abisinin müvekkilin evinin bir bireyi gibi davranmasına, eve her daim girip çıkmasına rağmen, müvekkilin ailesinden kimsenin evlerine gelemediğini, 8 yıldır ailesinden kimsenin müvekkilin evinde kalmadığını, İstanbul'a geldiklerinde başka akrabalarında kaldıklarını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların evlilikleri başlangıçta yolunda gitmesine rağmen ...’nin ortak çocukları ile 2017 yılı yazında Karadeniz gezisine gittiği, tarafların evinde 5 yıldır temizlik işlerine bakan ve yeminli olarak dinlenen tanık ...’ın uzun süre eve gidilmediği için 2017 Eylül ayında, ...’nin tatil dönüşünde eve temizlik yapmak için tarafların ortak konutlarına geldiği, bu sırada da ...’nin de evine dönmüş olduğu, evde ...’nin saç renginden farklı saç telleri, maskara bulaşıklı nemli havlular, kadın pedleri gördükleri; tarafların aile fotoğrafları bulunan fotoğaf çerçevelerin ters çevrili olarak gördükleri; ...’nin erkek kardeşi olan ve yeminli olarak dinlenen ...’ın da taraflar arasında çıkan tartışma sonrası evlerine gittiğine bu durumlara tanıklık ettiği, ...’ın bu şekildeki eyleminin sadakatsizlik boyutuna varan güven sarsıcı bir davranış olduğu; ...’nin ise "Siz varoşlarda oturuyorsunuz, ...'da oturuyorsunuz, biz Kozyatağındayız, siz köylüsünüz, biz şehirliyiz" dediği, ayrıca ...’a da hitaben en ufak tartışmada "Sen kırosun, seni ben adam ettim" şeklinde kırıcı ve incitici sözler söylediği; yine ...’nin ...’ın annesine "ne biçim kadın bu" şeklinde sözler söylediği; ...’nin başka bir ortamda da eşine "Sen oturup kalkmayı bilmezsin, sana giyinmeyi ben öğrettim" şeklinde tahkir edici sözler söylediği 09.09.2018 tarihinde meydana olayda tarafların aralarında yaşanan sözlü tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine “birbirlerini darp ettikleri, alınan adli tıp raporuna göre olay nedeniyle her iki müşteki şüphelinin de basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde hafif nitelikte yaralandıkları, ayrıca tartışma esnasında ...'ın ...'ye hitaben ''Deli, orospu'' şeklinde hakarette bulunduğu, ...'nin de ...’a hitaben ''Seni rezil edeceğim, süründüreceğim'' şeklinde tehditte bulunduğundan bahisle yapılan yargılama neticesinde tarafların birbirlerine hakaret ve tehditte bulunduklarına ilişkin herhangi bir delil olmaması gerekçesi ile karşılıklı olarak bu iddialar nedeni ile delil yetersizliği nedeniyle beraat ettikleri, dosyada mevcut darp raporları nedeni ile ... için (...’a ilişkin darp bulgularının çok daha fazla olmasından dolayı) alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle, ... için ise alt sınırdan ceza tayini suretiyle, her iki sanık için de eylemi başlatan taraf tespit edilemediğinden haksız tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle verilen adli para cezalarına ilişkin hükümlerin açıklanmasının geri bırakıldığı ...’ın kayınbiraderi olan tanığa hitaben "Senin ağzını burnunu kıracağım, dişlerini her gün döktüreceğim." dediği ve ...’ye hitaben de "Deli karı, senden çocukları alacağım” şeklinde hakaret ve tehdit ettiğine ilişkin beyanları sabit kabul edilen ve yukarıda bahsedilen kusur yüklenilmesi kapsamında; ...’nin hafif, ...’ın daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığı; davacı kadın ile davalı-davacı erkek tarafından açılan davalar ile bu dosya ile birleşen kadın tarafından açılan İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesinin 2018/1053 Esas-1059 Karar sayılı davanın ile yine mahkeme dosyası ile birleştirilen erkek tarafından açılan İstanbul Anadolu 22. Aile Mahkemesinin 2018/356 Esas-2019/45 Karar sayılı davaların ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti kendisine bırakılmayan taraf ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ara kararı ile dava tarihi olan 08.01.2018 tarihinden itibaren ortak çocuklar için hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamı ile, kesinleştikten sonra aylık 750,00’şer TL üzerinden (toplam 1.500,00 TL) iştirak nafakası olarak devamına, bu miktar nafakanın ...’dan alınarak ortak çocuklara harcanmak üzere velâyeten ...’a verilmesine, ... lehine dava tarihi olan 08/01/2018 tarihinden itibaren ara kararı ile hükmedilmiş olan aylık 850,00 TL tedbir nafakasının aynen devamı ile kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak her ay erkekten alınarak kadına verilmesine, TMK 174/1-2 maddesi gereğince takdiren 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Mahkeme dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 22. Aile Mahkemesinin 2018/356 Esas-2019/45 Karar sayılı dosyası yönünden davacı-davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmakla maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğu, kusur tespiti, kadının kabul edilen davaları ile tazminatlar ve nafakalar, reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığı için erkeğin davasında verilen boşanma hükmü 15.07.2020 tarihinde kesinleştiği,tarafların 22.06.2002 tarihinde evlendikleri, 2005 doğumlu ... ve 2014 doğumlu ... isimli ortak iki çocuklarının olduğu, şiddet uygulayan, tehdit eden, eşini ve ailesini küçümseyen ve aşağılayan kadın az, şiddet uygulayan, güven sarsıcı davranışta bulunan, hakaret ve tehdit eden erkeğin ağır kusurlu olduğu, bu halde kadının davalarının kabulüne karar verilmesi ve ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile koşulları oluştuğundan TMK'nın 174/1-2 maddesi uyarınca kadın yararına maddî manevî tazminata karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla birlikte kusur ve ekonomik durumları dikkate alındığında tazminatların miktarının fazla olduğundan erkeğin kadın lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tazminatlara yönelik 8. bendinin kaldırılmasına, 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davalı-davacı erkek vekili temyiz (katılma yolu) dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğu, kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tazminatların miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi,175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları ve İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm kadın tarafından istinaf edilmediğinden erkek lehine miktar yönünden oluşan usuli kazanılmış hakkın varlığı da dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.