"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/826 E., 2022/2138 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/371 E., 2019/1032 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini devamlı aşağıladığını, ağza alınmayacak kelimeler söylediğini, eve çok geç gelmeye başlamasının nedenini soran müvekkiline hakaretler ettiğini, müvekkilini devamlı bir yerlere yatılı gönderdiğini, en son erkeğin valizini toplayarak gittiğini ve masa üzerinde buldukları flash disk içerisine baktıklarında erkeğin bir başka bayanla yarı çıplak vaziyette müvekkilin ikametgahında çekilmiş fotoğraflarını gördüklerini, davalıya bu husus sorulduğunda ... isimli bayanla yaklaşık 6 yıldır beraber olduğunu kabul ettiğini ve tüm birikimlerini alarak bu bayanla yaşamaya başladığını, hatta bu bayandan bir çocuğunun da olduğunu ve ayrı ev açtığını belirterek tarafların 4721 Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi, olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, kadınla aralarında Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davası görüldüğünü, kadının karşı dava açtığını, bu davalar birleştirilerek boşanma kararı verildiğini, dosyanın halen temyiz incelemesinde olduğunu, yeniden boşanma davası açılmasının usulen mümkün olmadığını, 11-12 yıldır kendisini yatağına dahi almadığını, evlilik birliği içinde edindikleri taşınmazları başkalarına mal kaçırmak amacıyla değerinin altında satış yaptığını, flash disk içerisinde bulunduğu iddia edilen fotoğrafları kabul etmediğini, kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece, Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, Aile Mahkemesi sıfatıyla 2014/265 Esas, 2016/199 Karar sayılı, tarafların boşanmalarına dair, davacı ...'un açtığı davanın Yargıtay incelemesi sonucu 02.10.2019 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinin 18.08.2014 olduğu, karar tarihinin 10.05.2016 olduğu, iş bu dava tarihinin ise 10.05.2017 olduğu anlaşılmakla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, eldeki davanın zina nedenine dayalı olması nedeniyle Mahkemenin bu konuda hiçbir gerekçe göstermeden karar verdiğini, davalının dava öncesi ve diğer davalar öncesi müvekkilini başkası ile aldatması ve bu bayandan çocuğunun olması nedeniyle zina davasının ispat edildiğini, ayrıca talep edilen maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası konusunda da gerekçe belirtmemesi ve karar verilmemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,dava zina sebebine dayalı boşanma, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin olduğu,Alaşehir 2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2014/265 Esas sayılı dosyasının fiziki olarak celp edilip incelenmesinde davacı-davalı erkek tarafından 18.09.2014 tarihinde davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu edimleri yerine getirmeme, hakaret, küfür, yalan, maddî vakıalarına dayalı olarak 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma davası açıldığı ve 70.000,00'er TL maddî ve manevî tazminat talebinde bulunulduğu, kadının cevap dilekçesiyle davanın reddini isteyip boşanma kararı verilmesi halinde 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğu, yine erkek tarafından 18.09.2015 tarihinde kadının kızı ... ile anlaşarak yaptığı icra takibinden dolayı kadının aldığı usulsüz tebligat nedeniyle erkeğin icra takibine maruz kaldığı maddî vakıasına dayalı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı ikinci bir dava açtığı, kadının birleşen davaya cevap dilekçesinde derdestlik itirazı nedeniyle ve esastan davanın reddini talep ettiği, maddî talepte bulunmadığı, her iki dosyanın birleştirildiği, yapılan yargılama sonucu erkeğin ... isimli bir bayanla gönül ilişkisi kurduğu ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, ağır kusurlu olduğu, asıl dava yönünden kadına atfedilebilecek herhangi bir kusurun ispatlanamadığı, birleşen dava yönünden kadının da kızı ... vasıtasıyla erkek aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrini tebliğ tarihi itibariyle taraflar arasında husumet olmasına rağmen tebligatı alması ve takibin kesinleşmesi nedeniyle alacağın icra dosyasına yatırılması sebebiyle az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin açtığı ilk davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, asıl davanın reddedilmiş olması nedeniyle, birleşen davada da kadının maddî ve manevî tazminat isteminde bulunmaması nedeniyle kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin asıl ve birleşen dava yönünden maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, dosyanın Yargıtay incelemesi sonucu 28.11.2018 tarihinde onanmasına karar verildiği, karar düzeltme isteğinin reddi ile boşanma hükmünün 02.10.2019 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, erkeğin Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde tespit edilen kusurlarının kesinleştiği, eldeki dosyada ise erkeğin başka bir kadınla evlilik dışı birliktelik yaşadığı ve bu birliktelikten 26.06.2015 tarihinde tanıma yoluyla tanıdığı evlilik dışı çocuğu olduğu, zina eyleminin temadi ettiği ve böylelikle kadının açtığı zinaya dayalı boşanma davasının kabul şartları oluştuğu anlaşılmış ise de, erkeğin açtığı birleşen boşanma davalarının 02.10.2019 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle eldeki boşanma davasının konusuz kaldığı, boşanmaya neden olaylarda kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, kadın yararına uygun miktarlarda tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmasının yerinde görülmediği, kararın kusur gerekçesi açıklandığı şekilde düzeltildiği, kadının zinaya dayalı boşanma davasının konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılış tarihi itibariyle haklı olduğu anlaşılan davacı yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderleri ile kadın yararına 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 80.000,00 TL maddî, 80,000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.