Logo

2. Hukuk Dairesi2023/465 E. 2023/4077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka miktarları ve ziynet alacağının ispatı ve miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun bir miktarda belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle karar, bu yönlerden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1761 E., 2022/1710 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle kısmen yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çaycuma 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/798 E., 2021/818 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ortak konutu başka bir kadın için 2015 yılında terk ettiğini, kadının bu olayı anlamasının ardından fiziksel şiddet uyguladığını, tarafların ayrı yaşadıklarını, bu süreçte kadına ve ortak çocuklara maddî olarak destek sağlamadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynet eşyalarının ise aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kadın vekili bilirkişi raporu doğrultusunda ziynet alacağına ilişkin davasını 19.280,00 TL üzerinden ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının ortak konutu terk ederek İstanbul'a gittiğini, çocuklarla görüşmesine engel olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, İstanbul'da başka bir erkek ile birlikte yaşadığını, ziynet eşyalarının kadında olduğunu ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evin ve ortak çocukların giderleri ile ilgilenmediği, tarafların ayrılmalarından sonra kadını arayıp sormadığı, kadının oturduğu evdeki elektrik ve suyu kestirdiği, ev sahiplerini kadını evden çıkarmaları yönünde tehdit ettiği, bunun üzerine kadının evden ayrılmak zorunda kaldığı, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, eşi ve çocukları ile ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda anneye bırakılmasına, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklardan her biri yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 150,00'şer TL iştirak nafakasına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin düğünlerde orkestralarda çalmak üzere müzik ekipmanı almak için kadına ait ziynet eşyalarını bozdurduğu, erkeğin aşamalarda ziynet eşyalarının cins ve miktarına ilişkin bir itirazının olmadığı, geri verme şartı olmaksızın ziynetlerin bozdurulduğunu ve ihtiyaçlar için harcandığını ispatlayamadığı gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasının kabulüyle cins ve miktarı gerekçeli kararda belirtilen ziynet eşyalarının 6 adet 22 ayar (15gr) kalın altın bileziğin ( 17.100,00 TL ) 1 adet 18 ayar altın kalın zincir ( 1.450,00 TL ) 1 çift 14 ayar altın küpe ( 480,00 TL ) 1 adet altın saat ( 250,00 TL ) kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse 19.280,00 TL'nin erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek kararın bu yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı ve kadının kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında tarafların kusurlarına ilişkin yapılan tespitlerin isabetli olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının uygun olduğu, ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğunun ve kadına iade edilmediğinin dosya kapsamında sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, iştirak nafakasına ilişkin hükümde de dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak hüküm kurulması gerekirken, dava tarihinden itibaren iştirak nafakası şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, gerekçesiyle kadın vekilinin maddî ve manevî tazminatlar ile iştirak nafakasına yönelik yapmış olduğu istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle velâyeti anneye verilen ortak çocuklar yararına aylık 150,00'şer TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonra ise 500,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının sair, erkeğin tüm istinaf itirazlarının ise esastan reddine ziynet alacağı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu bulunmasına rağmen hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile kadın yararına verilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğunu belirterek kararın nafaka ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının sürekli evi terk etme girişiminde bulunduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, mahkemece yapılan hatalı kusur belirlemesi sonucu erkek aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının fahiş olduğunu, kadının ziynet alacağına ilişkin davasını ispatlayamadığını, ziynet eşyalarının tespitinde kadına özgülenen ziynetlere dair ayrım yapılmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, bunların miktarları ve kadının kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuklar yararına da iştirak nafakası verilmesine ilişkin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise bunların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının ziynet alacağı davasında aynen iade talebi olup Mahkemece aynen iadesine karar verilen ziynet eşyalarının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle altın kuru üzerinden hesaplanması sonucu kesinlik sınırı üstünde kaldığı anlaşılmakla kadının ziynet alacağı davasının usulüne uygun olarak ispat edilip edilmediği kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanunun 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ...'ye iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.