"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/602 E., 2023/188 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, kadın yararına maddî, manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı-karşı davacı erkek tarafından yapılan baskı sonucu strese bağlı sedef hastalığına yakalandığını, hastalığının vücudunun her yanını sardığını, erkeğin evlilik birliği boyunca üzerine düşen maddî ve manevî desteği müvekkiline sağlamadığını, ihtiyaçlarının erkeğin babası ile kendi babasının sağladığını, erkeğin çalışmayı sevemeyen bir yapısının olduğunu, evde olduğu zamanlarda da bilgisayarda başka kadınlarla sohbet ettiğini, geceleri eve gelmemeye başladığını, sorumsuz davranışları sonucu su bayisinin iflas ederek kapandığını, evin geçiminin bile müvekkilinin üzerine kaldığını, evi terk ederek başka bayanla yaşamaya başladığını, erkeğin ise emekli olduğunu ve kendisine ait dükkandan aylık 10.000,00 TL kira gelirinin bulunduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu tarafın erkek olduğunu, iddia ederek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 200.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının, müvekliline yemek yapmadığını, soğuk davrandığını, müvekkilini kırıcı davranışlar içerisine girdiğini, müvekkilinin 2015 yılında hiçbir sebep yokken evden kovulduğunu, kadının ortak çocukları babaları hakkında asılsız yalanlarla dolduruşa getirdiğini, müvekkilinin bizzat buna kulakları ile şahit olduğunu, müvekkiline karşı hakaret içeren sözler sarf ettiğini, evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu olanın kadın olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 150.000,00 TL manevî tazminata, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin, sık sık evi terk ettiği, en son oğlu ile yaşadığı tartışma nedeni ile evden ayrıldığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ancak erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, bu nedenle manevî tazminat koşulları oluşmadığı, boşanma davası açılınca hâkimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, davacı-karşı davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir, 750,00 TL yoksulluk nafakasına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talepleri, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı; davalı-karşı davacı erkek vekili, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli ve 2020/381 Esas, 2022/279 Karar sayılı kararıyla; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat, maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı; davalı-karşı davacı erkek vekili, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 24.05.2022 tarih ve 2022/3118 Esas 2022/4817 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen kusurların yanı sıra dinlenen tanık beyanlarına göre davalı-karşı davacı erkeğin başka bir kadın ile birlikte yaşadığı yönünde çevrede dedikoduya sebep olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin bu kusurlu davranışının, davacı-karşı davalı kadının kişilik haklarının ihlâli niteliğinde olduğu, davacı-karşı davalı kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğu, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davalı- karşı davacı erkeğin sık sık evi terk ettiği, en son oğlu ile yaşadığı tartışma nedeni ile evden ayrıldığı, evin ihtiyaçlarının davalı tarafça karşılanmadığı, başka bir kadın ile birlikte yaşadığı yönünde çevrede dedikoduya sebep olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu gerekçesiyle; kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, taşınmazlarından geliri olan kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat koşulları oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, asıl davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulup kurulamayacağı ve temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı, kadın yararına hükmedilen tazminat ile nafaka miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.