Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4681 E. 2024/3437 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemece yapılan kusur belirleme ve fer'i konulara ilişkin hükümlerde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1518 E., 2023/639 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/659 E., 2022/140 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, kişisel ilişki davası yönünden ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişki davasında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin öğrenci olduğunu bu nedenle evliliğin gizli bir şekilde gerçekleştiğini, kadının tazminatını erkeğin saadet zincirine ve çiftlikbank'a üye olarak harcadığını, ailesinin tarafların evliliğine müdahalelerinin bulunduğunu defalarca fiziksel şiddete maruz bırakıldığını, evlilik öncesi cinsel ilişki yaşadıkları hususunun ailesiyle paylaşıldığını, bu çocuğu götüreceğim, sana düşman yetiştireceğim tarzında tehditlere maruz bırakıldığını, ailesi tarafından bekaret tartışmasının hep gündemde tutulduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.000,00 TL, çocuk yararına yasal faizi ile birlikte aylık 500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının ortak konutu terk edip gittiğini, evlilik birliği içinde de kadının sürekli ailesinin evine giderek eşine haber etmediğini ve müşterek konuta gelmediğini, evin eksikliklerini hiç takip etmediğini, evin temizliğini dahi erkeğin yapmak durumunda kaldığını, hatta ev işlerini yapması koşulu ile cinsel ilişkiye gireceğini şart koştuğunu, karşı tarafın ailesinin evinde yemek yenmeye zorlandığını, karşı tarafın evlilik boyunca hep baskı ve psikolojik şiddet uyguladığını, eş olarak üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini ilgisiz, ailesine de aşırı saygısız davranışlar gösterdiğini, ailesiyle görüşmek istemediğini, baskı kurarak ailesinin yanına gelmesini istemediğini, ailesine hakaretler ettiğini, sürekli evliliği sorgulayarak rencide edici davranışlar sergilediğini, sadakatsizlik suçlaması yönelttiğini, kendi bakımını bıraktığını, aile içinde yaşanılanların aile içinde kalmadığını, ailesinin evliliğe olumsuz müdahalede bulunduğunu, kadının ailesinin erkeği dövmeye geldiklerini, arabasının tekerleklerinin havasını indirdiklerini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; çocuğun babaya gösterilmediğini ve babanın çocuğuna karşı özlem içerisinde olduğunu belirterek babayla çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 06.11.2020 tarih ve 2019/460 Esas, 2020/539 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, eşinin rızası olmadan kendi ailesine para gönderdiği evinizin anahtarı bende var iki tane tinerci balici tutarım çocuğu alırım yurt dışına çıkarırım bir daha beni bulamazsınız şeklinde eşine ve ailesine karşı tehdit vari cümleler kullandığı, eşine karşı evlilikten önceki yaşadıklarını ailesine anlatmakla tehdit ettiği, erkeğin ailesinin maddî birikimlerini çiftlik bank gibi sanal sitelere yatırmak suretiyle ailesini ekonomik olarak sıkıntılı duruma soktuğu, evlilik birliği içerisinde de eşiyle ve çocuğu ile yeterince ilgilenmediği, evin kirasını ve ihtiyaçlarını kadının karşıladığı, erkeğin düzenli çalışmadığı, evin ihtiyaçlarını karşılama noktasında yeterince özenli davranmadığı, başkalarını rahatsız edecek şekilde kişisel temizliğine yeterince özen görmediği, kadın doğum yaptığında yeterince ilgilenmediği; kadınında eşinin ailesine karşı soğuk davrandığı, davalı karşı davacının annesinin tarafların çocuğunu sevmek istediğinde benim iznim olmadan benim çocuğumu kucağına alamazsın şeklinde söz söylediği, fiili ayrılık zamanında eşinin ailesinin telefonlarını engellediği, kadının erkeğe hakaret ederek rencide edici, ailesini istemediğine ilişkin mesajlar attığı, kadının eşinin kafasına vurması nedeniyle şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; birleşen davada talep edilen çocukla kişisel ilişki kurulması ile ilgili boşanma davasında karar verildiğinden bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 16.000,00 TL maddî, 16.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı – davacı erkek vekili kusuru, asıl davanın kabulünü, velâyeti, kişisel ilişki süresini, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarını, kadın yararına bağlanmış bulunan yoksulluk nafakası ve miktarını, kadın yararına takdir edilen maddî-manevî tazminat ile erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden; davacı – davalı kadın vekili katılma yoluyla karşı davanın kabulünü, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarını, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 09.09.2021 tarih ve 2021/217 Esas, 2021/1287 Karar sayılı kararı ile erkek tarafından açılan birleşen dava dilekçesinin kadın vekiline usulüne uygun tebliğ edilmediği, zira ihtarın usulüne uygun olmadığı gibi tensip zaptının da ekli olmadığı, bu şekilde dilekçeler teatisi tamamlanmadan ön inceleme duruşmasının yapılmasının hatalı olduğu, Mahkemece, birleşen davada erkek vekili tarafından verilen dava dilekçesinin kadın vekiline usulüne uygun tebliğ edilmesinin sağlanması, dilekçeler aşamasının tamamlanmasının gerektiği, tarafların usulüne uygun şekilde ön inceleme duruşmasına davet edilip, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespit,i taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar belirlenip, tahkikat aşamasına geçilerek, gösterilen deliller toplanıp bir sonuca ulaşılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üçüncü alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, eşinin rızası olmadan kendi ailesine para gönderdiği evinizin anahtarı bende var iki tane tinerci balici tutarım çocuğu alırım yurt dışına çıkarırım bir daha beni bulamazsınız şeklinde eşine ve ailesine karşı tehdit vari cümleler kullandığı, eşine karşı evlilikten önceki yaşadıklarını ailesine anlatmakla tehdit ettiği, erkeğin ailesinin maddî birikimlerini çiftlik bank gibi sanal sitelere yatırmak suretiyle ailesini ekonomik olarak sıkıntılı duruma soktuğu, evlilik birliği içerisinde de eşiyle ve çocuğu ile yeterince ilgilenmediği, evin kirasını ve ihtiyaçlarını kadının karşıladığı, erkeğin düzenli çalışmadığı, evin ihtiyaçlarını karşılama noktasında yeterince özenli davranmadığı, başkalarını rahatsız edecek şekilde kişisel temizliğine yeterince özen görmediği, kadın doğum yaptığında yeterince ilgilenmediği; kadınında eşinin ailesine karşı soğuk davrandığı, erkeğin annesinin tarafların çocuğunu sevmek istediğinde benim iznim olmadan benim çocuğumu kucağına alamazsın şeklinde söz söylediği, fiili ayrılık zamanında eşinin ailesinin telefonlarını engellediği, kadının erkeğe hakaret ederek rencide edici, ailesini istemediğine ilişkin mesajlar attığı, kadının eşinin kafasına vurması nedeniyle şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; birleşen davada talep edilen çocukla kişisel ilişki kurulması ile ilgili boşanma davasında karar verildiğinden bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 23.000,00 TL maddî, 22.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kişisel ilişki süresinin ve şeklinin hatalı olduğunu, tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarının az olduğunu, aleyhe vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu, faiz talepleri hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesinin gerektiğini, kişisel ilişki süresinin az olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, küsur belirlemesi, tazminat, nafakalar ile velâyet ve kişisel ilişki yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen kusurlu davranışların yanında erkeğin sürekli gece geç saatlerde eve geldiği; kadının erkeğin ailesine hakaret ettiği, belirlenen ve kusur verilmemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda yine de erkeğin ağır kusurlu olduğu; çocuğun yaşı, alınan sosyal inceleme raporu ile birlikte değerlendirildiğinde velâyetin anneye verilmesinin uygun olduğu, kişisel ilişki süresinin çocuğun yüksek yararına olduğu; kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluştuğu; tazminat miktarının ve iştirak nafaka miktarının da uygun olduğu; kadın yararına yoksulluk nafaka miktarının az olduğu; kadının tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden faiz talebinin bulunmasına karşın olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının hatalı olduğu; erkeğin birleşen davasında haklılık durumuna göre erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesinin gerektiğini, kişisel ilişki süresinin az olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, küsur belirlemesi, tazminat, nafakalar ile velâyet ve kişisel ilişki yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı-davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kişisel ilişki süresinin ve şeklinin hatalı olduğunu, tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarının az olduğunu, aleyhe vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile vekâlet ücreti ve kişisel ilişki yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile fer'îlerinin doğru belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 323 üncü maddesi, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle işleyen ve muaccel hale gelen nafakalar yönünden faize hükmedildiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.