Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4688 E. 2023/5504 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına ilişkin verilen iznin, koşulların değişmesi nedeniyle kaldırılmasını talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından, kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmasından kaynaklanan somut bir zararın veya soyadı kullanımına izin verildiği tarihten sonra koşulların değiştiğinin ispat edilememesi gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/360 E., 2023/351 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1102 E., 2022/1538 K.

Taraflar arasındaki kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmasına dair verilen iznin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 27.11.2014 tarihinde anlaşmalı boşandıkları, boşanma ilamı ile davalının, davacının "Tankurt" soyadını boşanmadan sonra kullanmasına davacının izin verdiğini, anlaşmalı boşanma sonrasında davalının mutabakata aykırı davranıp ihlal edici davranışlar içerisine girdiğini, boşanma ilamının eki sayılan protokol dışında aralarında bir protokolün daha bulunduğunu davalının buna uymayı reddettiğini, buna ilişkin pek çok dava açtığını, çocuklarının kendisine tavır almasına neden olduğunu, yeniden evlenmesi ve çocuğunun olması nedeniyle eski eşinde aynı soyadını kullanıyor olmasının hoş olmayan bir durum yarattığını, aynı işi yapmaları nedeniyle halen evli olduklarının sanıldığını, soyadını kullanmasında davalının bir menfaatinin kalmadığını, davalının toplumca tanınan bir kişi olmadığını, iflas ettiğini, soyadını kullanmasının davacının aleyhine sonuçlar doğurduğunu ileri sürerek davacının boşandığı eşinin soyadını kullanmasından men edilmesine hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacının soyadı ile 7 adet kitap bastırdığını, şirketinin iflas etmediğini, şirketteki imzaları da bu soyadı ile attığını, soyadı ile pek çok mail adresinin olduğunu, piyasada bu soyadı ile tanındığını, aynı soyadına sahip olmanın çocuklarla ilgili işlemlerde de kolaylıklar sağladığını, açılan davaların hukuk yoluyla başvuru hakkının kullanılması niteliğinde olduğunu, soyadını kullanmaya devam etmesinde kendisinin ve çocuklarının menfaatinin bulunduğunu, soyadını kullanmasının davacıya herhangi bir zararının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın açıldığı tarih itibariyle davalı kadının 7 yıldır eşinin soyadını kullandığı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(4721 sayılı Kanun)'nun 173 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya ilişkin iznin kaldırılabilmesinin koşulların değişmesi haline bağlı olduğu ve ispat yükünün boşanan kadının soyadının kullanılmasında artık menfaati kalmadığı yahut kadının soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiği iddiasında bulunan davacıda olduğu, tarafların ortak kızlarından birinin yurt dışında yaşadığı, soyadının aynı olmasının davalıya vize işlemleri sırasında kolaylık sağladığı, davacı tarafından kadının soyadını kullanımından kaynaklı somut bir zararın ispat edilemediği, taraflar arasında görülen mal rejiminden kaynaklı davaların tek başına kocanın soyadının kullanımından kaynaklı zararına dayanak gösterilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşandığı eşinin soyadını kullanmaya devam etmesinin davalıya herhangi bir menfaat sağlamadığı, aksine davacıya bu durumun büyük zarar verdiğini, kararın ve karar gerekçelerinin yerinde olmadığını, çocukların da Türk vatandaşı olması sebebi ile vize işlemlerinde kolaylık sağlandığı değerlendirmesinin hatalı olduğu, çocuklarını kendisine düşman hale getirmesi sebebi ile davacının soyadını kullanmamasını istemesinin doğal olduğu, zararın sadece maddî olarak değil manevî olarak da değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri her iki taraf içinde bağlayıcı nitelikte bulunan ve hakim tarafından onaylanarak kesinleşen anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesini yasal hükümler çerçevesinde davalıdan talep ve dava etmesinin veya yasal hakları çerçevesinde boşandığı eşine dava açmasının tek başına kocanın soyadının kullanımından kaynaklı oluştuğu iddia edilen zararına dayanak gösterilemeyeceği, kadının soyadını kullanımından kaynaklı somut bir zararın veya soyadı kullanmasına izin kararının verildiği tarihten sonra bu iznin kaldırılmasını gerektir koşulların değiştiğinin de davacı tarafından ispat edilemediği, davanın reddine ilişkin karar ve gerekçesi yasal düzenlemeyle belirlenen usul ve esaslar ile toplanılan delillere uygun olduğu kararda herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğununu ret gerekçesinin yerinde olmadığını, kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmasında menfaatinin olmadığı, soyadını kullanmasının davacıya zararının da manevî zarar kapsamında da değerlendirilmesi gerektiğini, davalının ortak çocuklarını babalarına tavır almasına neden olduğunu, tak suçunun yeniden evlenmesi ve çocuk sahibi olması olduğunu, kadının tanınmış yada belirtilen soyadı ile isim yapmış olup olmadığının araştırılmadığını, davalının davacı aleyhine pek çok dava açmış olması ondan bu kadar şikayet etmesi nedeni ile olağan olanın soyadını da kullanmaması olduğu, davalının kötü niyetli olup hakkını kötüye kullandığını belirterek kararın bozularak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmaya ilişkin iznin kaldırılması davasında 4721 sayılı Kanun'un 173 inci maddesinin üçüncü fıkrası yasal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, koşulların değiştiğinin ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 173 inci maddesinin ikinci, üçüncü fıkraları. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekil tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.