Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4689 E. 2024/2364 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Babalık davasında, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı ve Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, yeterli ve denetlenebilir nitelikteki Adli Tıp raporu ve dosya kapsamına göre davalının babalığının tespitine karar verilmesinde usul ve esas yönünden isabetsizlik olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1805 E., 2023/80 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/499 E., 2021/889 K.

Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince nafakaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının nafakaya ilişkin bölümünün kaldırılmasına, nafakayla ilgili tüm taleplerin tefrik edilen dosyada değerlendirilmesine şeklinde hüküm tesisine, davalı vekilinin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dünyaya getirdiği ... isimli bebeğin babasının davalı olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacıyı sadece İtalya'da gezdirdiğini, aralarında başka bir birliktelik olmadığını, iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 13.04.2017 tarihli kararı ile davanın kabulüne, babalığın tespitine, nafaka ve tazminat taleplerinin tefrikine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.04.2019 tarihli kararı ile davacı vekilinin vekaletnamesinde özel yetki bulunması gerektiği ve davanın cumhuriyet savcısı ve hazineye ihbar edilmesi gerektiği gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen DNA raporu ile davalının küçük ...'in biyolojik babası olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, babalığın tespitine, ıslah tarihinden itibaren küçük ... yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının tefrik edilen dava üzerinde devamına, nafakanın azaltılmasına ve artırılmasına ilişkin taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, nafaka miktarının fahiş olduğunu, DNA testinin hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, yeterli ve denetlenebilir nitelikteki Adli Tıp raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davalının babalığının tespitine karar verilmesinde usul ve esas yönünden isabetsizlik olmadığı, ancak, davacının çocuk için nafaka ile giderlere ilişkin taleplerinin tefrikine karar verildiği halde, "ıslah tarihinden itibaren aylık 1.500 TL tedbir nafakasının tefrik edilen dava üzerinden devamına, nafaka indirilmesi ve artırılması taleplerinin bu aşamada reddine" şeklinde hüküm tesisinin, dosya içeriğine, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalının nafakayla ilgili hüküm yönünden istinaf talebinin kabulüne, kararın nafakayla ilgili bölümünün hüküm fıkrasından çıkarılmasına, nafakayla ilgili tüm taleplerin tefrik edilen dosyada değerlendirilmesine şeklinde hüküm tesisine, davalı vekilinin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, müvekkili İtalyan olduğu için herhangi bir araştırma yapılmaksızın aleyhine fahiş miktarda bir nafakaya hükmedildiğini, DNA testinin usulüne uygun olmadığını, davanın reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...