"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1742 E., 2022/1399 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm
kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/303 E., 2019/583 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı boşanma davasının reddine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince
başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ziynet alacağının toplam miktarı 20.727,74-TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenle davalı- karşı davacı vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı- karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacının zor kullanarak üzerini çıkartıp çıplak videosunu çektiği, bıçak ile üzerine yürüdüğü, hakaretler ettiği, baskı uyguladığı, öldürmekle tehdit ettiği, ekonomik baskı uyguladığı telefonu elinden aldığı, evin kapı kilidini değiştirdiği, evliliğin devamında herhangi bir ihtimalin kalmadığı, şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temeliden sarsıldığını belirterek; tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve manevî tazminat, mehir ve çeyiz eşyası ve takılar karşılığı 55.000,00 TL nin müvekkiline ödenmesine, araç üzerine ve arsa üzerine tedbir konulmasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı- karşı davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadın ve ailesinin, erkeğe sürekli hakaret ettiklerini, sürekli şiddet uyguladığını, en son 10.03.2018 tarihli tartışmalarında eşi ile birlikte fotoğraflarını profil resmi yapması nedeni ile hakaret edip evden gitmekle tehdit ettiğini, tarafların daha sonra barışıp sinemaya gittiklerini, ailesi yanına gezmeye gönderdiğini, eşinin 14.02.2018 tarihinde şantaj nedeni ile suç duyurusunda bulunduğunu, davacı- karşı davalı kadının, dilekçesinde ne kadar maddî ne kadar manevî tazminat talep ettiğini açıklamadığını, dilekçesinin geçerli özellikleri taşımadığını belirterek; davacı- karşı davalı kadının taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat, aleyhine hükmolunan aylık 700,00 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına, davacı-karşı davalı adına kayıtlı araç üzerine tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı-karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı erkeğin, davacı- karşı davalı kadına şiddet uyguladığı, bıçak tehdidi ile kendisinin çıplak görüntülerini çektiği, ayrılması halinde bu fotoğrafları yayınlayacağına dair tehdit ettiği, ayrılık döneminde mesajlarla tehdit ve taciz ettiği boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğundan evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılmış olması nedenine dayalı olarak olarak boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın için takdir edilmiş olan aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası ile ilgili bir talep olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 40.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalının ziynet eşya talebinin kısmen kabulü ile 2 adet 22 ayar altın kelepçe bilezik her biri 40 gram ağırlığında olmak üzere 12.554,40 TL, 15 adet çeyrek altın her biri 283,11 TL den 4.246,65 TL, 1 adet 22 ayar düz bilezik 8,50 gram ağırlığında olmak üzere 1.333,90 TL, 1 adet 14 ayar düz bilezik 8,50 gram ağırlığında olmak üzere 851,87 TL, 1 adet 8 ayar düz bilezik 8,50 gram ağırlığında toplam 484,50 TL, 1 adet 40 cm uzunluğunda yuvarlak uçlu kolye 14 ayar 11 gram ağırlığında 1.256,40 TL olmak üzere toplam 20.727,74 TL ziynet eşya bedelinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarııda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararını boşanma yönünden istinaf etmediklerini, yargılamayı yapan İlk Derece Mahkemesi hâkiminin mevzuata tamamen aykırı hareket ettiğini, eldeki davanın, kısmi olarak açılmış olmamasına rağmen talep aşılarak karar verildiğini, maddî ve manevî tazminatın ayrı ayrı belirtilerek talep edilmediği durumlarda karar verilmesinin mümkün olmadığını, davacı-karşı davalının celse sırasında aleni olarak yaptığı hakaretlerin tutanağa geçirilmediğini, yine İlk Derece Mahkemesi hâkiminin davalı-karşı davacının tanıkları olan babası ve annesine de aleni bir biçimde "Deli gibi bişeysiniz, siz nesiniz ki çocuğunuz da ne olsun" diyerek hakaret ettiğini, davalı-karşı davacıya da "Sen deli gibi bişeysin bak seni akıl hastanesine yollarım" gibi söylemlerde bulunduğunu, davacı-karşı davalının akıl sağlığı ile ilgili olarak rapor alınması yönündeki taleplerinin kabul görmediğini, davacı-karşı davalının yasal sürede sunmadığı delillerinin dosyaya alındığını, talep aşılarak karar verildiğini, davacı-karşı davalı kusurlu olduğundan lehine manevî tazminata hükmedilmesi yanlış olduğu gibi hükmedilen manevî tazminatın fahiş olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davacı-karşı davalının tüm ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü belirterek; kendi davasının reddini, kusur belirlemesini, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası ve manevî tazminatı ve ziynet alacağı kararını getirmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hâkimin yanlı karar verdiğine ilişkin istinaf talebi hakkında duruşma tutanağının aksi somut olayda yöntemine uygun şekilde kanıtlanmadığını, tarafsızlığı konusunda şüpheye düşülen İlk Derece Mahkemesi hâkimi hakkında hâkimin reddi yoluna da başvurulmadığını, bunun yanı sıra davacı-karşı davalı vekilinin maddî ve manevî tazminat talepleri bulunup bu talepler ayrıştırılmamış olsa dahi maddî ve manevî tazminat taleplerinin eşit miktarda istendiğinin kabulü gerektiğini, yapılan incelemede davalı- karşı davacı erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, çıplak bir halde kamera görüntüsü aldığını, hakaret ettiğini, davacı-karşı davalının baba evine dönmesinden sonra da davacı-karşı davalının baba evine giderek rahatsızlık verdiğini, kadının ise, eşine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, telefon rehberine "Şerefsiz" ibaresi ile kaydettiği sabit ise de, kadını bıçakla tehdit ettiği, çıplak görüntülerini bıçak tehdidi ile çektiği, bu fotoğrafları yayınlayacağı yönünde tehditte bulunduğu yönündeki vakıaların kanıtlanamadığını, ayrılık döneminde davacı-karşı davalıyı aşırı taciz boyutunda mesajlarla barışmaya ve tekrar bir araya gelmeye ikna etmeye çalıştığını, yaklaşmaması yönünden verilen tedbir kararına uymadığını, zorlama hapsi verildiğini, davacı-karşı davalıyı takip ettiği yönündeki vakıalara ise davacı-karşı davalı tarafından dilekçelerinde boşanma sebebi olarak dayanılmadığını, İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacıya, davacı-karşı davalıya hediyeler gönderdiğini, davacı-karşı davalının ailesinden af dilediği yönünde kusur yüklenmiş ise de evlilik birliğinin devamını sağlamaya yönelik bu davranışların kusur olarak yüklenmesine olanak olmadığı, boşanmayı gerektiren olaylarda davacı-karşı davalıya fiziksel şiddet uygulayan, çıplak bir halde davacı-karşı davalının kamera görüntüsünü alan, davacı-karşı davalıya hakaret eden, davacı-karşı davalının baba evine dönmesinden sonra da davacı-karşı davalının baba evine giderek rahatsızlık veren davalı-karşı davacı erkek ağır, davalı-karşı davacıya fiziksel şiddet uygulayan, hakaret eden, davalı-karşı davacıyı telefon rehberine "Şerefsiz" ibaresi ile kaydeden davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davasının reddinin hatalı olduğu, ancak boşanmanın kesinleştiği gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesinin boşanmayı gerektiren olaylarda davacı-karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, davalı- karşı davacı vekilinin, karşı davanın reddine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, karşı davanın kabulüne, karar asıl davadaki boşanma hükmü yönünden kesinleştiğinden karşı davada boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, şartları oluşmadığından davalı-karşı davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kendi davasının reddini, kusur belirlemesini, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası ve manevî tazminatı kararını getirmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı dava hakkında verilen kararın isabetli olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminat, tedbir nafakası koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.