"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1658 E., 2023/319 K.
DAVA TARİHİ : 18.12.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/73 E., 2021/741 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının kendisini başka bir erkek ile aldattığını, davalının 2018 aralık ayında sebepsiz yere evi terk ettiğini, kadının kendisine kumpas kurduğunu, ekran görüntüleri sunulan fotoğrafların karşıdaki kadının telefonundan alınmış olduğunu, bu durumda kadının karşı taraftaki kişiye tanıdığını, kadını başka adamla yakaladığını, tehdit edildiği için sustuğunu, kadının iftira atıldığına kendisini ikna ettiğini, kadının hakaretler ettiğini, yanında başka erkekler ile mesajlaştığını, F.isimli kişi ile sevgili olduğunu söylediğini ve yanına Tatvan'a gittiğini, kadının 3 farklı hat kullandığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın adına kayıtlı olan taşınmazın 1/2 hissesinin tarafına verilmesine, 100.000,00 TL maddî tazminata ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Yasal mirasçı ... 04.09.2020 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin cimri olduğunu, eve para bırakmadığını, kızlarının üzerinde babanın otorite kuramadığını, ''Size cici anne getireceğim, bu işe yaramıyor'' dediğini,erkeğin başka kadınlar ile yazışmalar yaptığını, erotik fotoğraflarını kadına gönderdiğini, yazıştığı kadına telefon aldığını, kızlarının kadının telefonunu alarak odaya kapandıklarını, kendisine iftira attıklarını, evi devretmediği için bunları yaptıklarını, kızları ve eşinin herkesi arayarak kadının, erkeğin patronu ve başkaları ile ilişkisi olduğunu söylediklerini, son 10 yıldır erkekten kaynaklı olarak cinsel birliktelik gerçekleşmediğini, erkeğin hakaretler ettiğini iddia ederek, 4721 sayılı Kanun'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı asilin yargılama sırasında vefat ettiği anlaşıldığından yargılamaya kusur tespiti konusunda devam edildiği, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların evlilik birliktelikleri içinde yaşadıkları sorunlar nedeniyle, yeminli ifade veren tarafların ortak çocukları olan tanıkların beyanlarından taraflar arasındaki geçimsizliğin asıl sebebinin aldatma, şiddet, maddî konular ve evlilik birliği içerisinde alınan taşınmazlar nedeniyle olduğunun anlaşıldığı, davacı erkeğin kızları olan tanıkların, kadının bir kamyoncuyla gönül ilişkisi yaşadığını beyan etmeleri, hayatın olağan akışına göre telefondan arkadaş olup kadının Van'a gittiği savunmasına itibar edilmediği, alınan telefon kayıtlarında ''kamyoncuyu seviyorum'' şeklindeki kadının mesaj örneği dikkate alındığında kadının boşanma yönünden kusurunun bulunduğuna kanaat getirildiği, burada erkeğin vefat etmesi sebebiyle erkek hakkında kusur incelemesi yapılmadığı gerekçesi ile asıl davada boşanma hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada kadının boşanma yönünden kusurlu olduğunun tespitine, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davadan feragat eden ortak çocuk Tuğba'nın duruşmada hazır edilmesine rağmen dinlenmediğini, bizzat görgü tanıkları olan K.G.'in beyanlarına uyuşturucu suçundan sabıkalı diye itibar edilmediğini, davacının vefatı ile davanın tarafı haline gelen ortak çocukların tanık olarak dinlendiğini ve beyanlarına itibar edildiğini, HTS kayıtlarına karşı beyanda bulunmaları için süre verilmediğini, karşı tarafın dosyaya sunduğu mesaj kayıtlarını kabul etmediklerini, hukuka aykırı delil olduğunu, HTS kayıtlarının tanık beyanları ile desteklenmediğini, kızları Tuğçe, eşi ve kızının kayın pederinin komplolarının ifşa olduğunu, kayınpederin müteveffadan aldığı danışıklı senedi sonradan icraya koyduğunu, ... tarafından yazılan ve dosyaya sunulan mektubun incelenmediğini, kabul manasına gelmemekle birlikte kusurlu eylemlerin erkek tarafından affedildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, kusur belirlemesi ve karar verilmesine yer olmadığı kararı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğincee esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi ve karar verilmesine yer olmadığı kararı yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davasında davacı erkeğin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi üzerine, davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesi'nce davalı-karşı davacı tanığı K.G.'nin beyanlarına ''iddiaların aksine uyuşturucu suçundan sabıkalı olması sebebiyle'' itibar edilmemesi ve hükme esas alınmaması doğru değilse de, bu tanığın beyanlarının sonuca etkisinin bulunmadığının ve boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.