"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/179 E., 2023/452 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/65 E., 2021/196 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin istinaf başvuru dilekçesinin süreden reddine, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun esastan reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu esastan reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmiş, başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir. Dolayısıyla davalı erkek vekilince istinaf edilmeyerek boşanma davasının kabulü, velâyet, tazminat ve nafaka koşulları yönünden karar kesinleşmiş olup davalının bu yönlerden kararı temyiz etmede hukuki yararı yoktur. Bu nedenle davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin bu yönlerden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yönler dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddine, çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkekle yengesi arasındaki mesajlaşmalar dikkate alındığında davalı erkeğin davacı kadına karşı sadakatsizlik boyutunda güven sarsıcı davranışlar sergilediği, evin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, faturaları ödemediği, böylece birlik görevlerini yerine getirmediği, sürekli borca girdiği, hakkında başlatılmış birden çok icra takibi olduğu, en son ortak eve haciz gelmesine sebep olduğu, eve gece geç saatlerde geldiği, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmediği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu davacı kadının kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine,ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarlamakla birlikte kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak tazminatlar ve nafakaların miktarlarında hata edildiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili yasal süreden sonra sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve davanın kabulü ile ferilerine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışlarının yanında ayrıca erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ona hakaret ederek ve onu tehdit ederek sözel şiddet içeren davranışlar da sergilediği, boşanmaya sebep olan olaylarda yine de erkeğin tam kusurlu olduğu; boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olaylar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı, kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ile ortak çocuğun ihtiyaçları birlikte değerlendirildiğinde nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin vakıalar yönünden düzeltilmesine, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına; davanın kısmen kabulü gerekçesiyle yargılama giderlerinin bir kısmı ve vekâlet ücretinden davacı kadının da sorumlu tutulması doğru olmadığından yeniden yargılama giderleri ve vekâlet ücretine, süresinde olmayan erkeğin istinaf başvuru dilekçesinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda erkeğe eklenen kusur ile tazminat, yoksulluk ve iştirak nafaka miktarlarının yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin, İlk Derece Mahkemesince kendisine yüklenen kusurlara, boşanma hükmüne, tazminat ve nafaka koşulları ile velâyete ilişkin kısmına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyerek kesinleşen yön olmakla REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.