Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4724 E. 2024/5279 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, boşanmaya etki eden olaylar, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek şekilde sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin reddine ve ağır kusurlu olmayan kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1651 E., 2023/339 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/374 E., 2022/176 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı son gönderme kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine, tarafların karşılıklı ve erkeğin birleşen davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının, erkeğe hiç saygı göstermeyip sürekli kavga çıkardığını, ilk evliliğinden olan çocuğu Necip’i eve almadığını, almak zorunda kaldığında yemek vermediğini, yemekleri kanepenin altına sakladığını, devamlı gereksiz yere alışverişler yaparak müsrif davrandığını, erkek adına alınan taşınmazın kadının yakınları tarafından tehditler sonucunda kadına hibe edildiğini, kadının bu evi satma düşüncesini komşulardan öğrendiğini, nedenini sorduğunda hakaret ettiğini, akrabalarının yanında da küçük düşürecek davranışlarda bulunduğunu, ameliyat olduğu sırada kendisi ile ilgilenmediğini, evden kovduğunu, benim mimar mühendis isteyenim çok, bunak adam şeklinde hakaret ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -davacı kadın vekili cevap, birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; erkeğin sorumlulukları yerine getirmediğini, kadının el işi satarak evin geçimine katkı sağladığını, oğlu Necip’in kadını dövdüğünü, erkek yurt dışında ikamet ettiği sürede kadına destek olmadığını, çocuk isteğine karşılık erkeğin çocuk yapma isteğinde olmadığını, etrafa borçlarının bulunduğunu ve alacaklılarını kadının üzerine saldığını, evi kendisinin terkettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davalarının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 11.04.2018 tarih ve 2016/149 2018/199 sayılı kararı ile erkeğin yurt dışında bulunduğu dönemde kadına karşı gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği, hakaret içeren fiillerde bulunduğu; kadının ise erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına karşı gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü uygun davranmadığı, erkeğe bunak ölüp gitsen şeklindeki hakaret içeren sözler söylediği, elimi sallasam ellisi demek suretiyle erkeği rencide ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı dava yönünden karar verilmemesi, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden; davalı- davacı kadın vekili ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminat ve kendi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 26.11.2020 tarih ve 2018/1873 Esas, 2020/2033 Karar sayılı kararı ile erkek vekili tarafından 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve 166 ncı maddeleri uyarınca boşanma davası açıldığı, kadın vekili tarafından ise karşı davasında, aynı kanununu 166 ncı maddesine dayanarak boşanma talebinde bulunduğu, Mahkemece her iki davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verildiği; kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davacı- davalı erkeğin boşanma davasına dayanak 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddeleri uyarınca boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı; hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükmün göstermesinin gerektiği, bu yönün gözetilmemesi usul ve kanuna aykırı olduğun gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 25.03.2021 tarih ve 2020/307 Esas, 2021/151 Karar sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve sunulan belgeler birlikte değerlendirildiğinde erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 162 nci madde kapsamında boşanma sebebinin ispatlanamadığı; erkeğin yurt dışında bulunduğu dönemde kadına karşı gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği, hakaret içeren fiillerde bulunduğu; kadının ise erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına karşı gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü uygun davranmadığı, erkeğe bunak ölüp gitsen şeklindeki hakaret içeren sözler söylediği, elimi sallasam ellisi demek suretiyle erkeği rencide ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının nafaka talebi ile tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesi’nin İkinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı talebinin reddi, kadının kabul edilen davası ve manevî tazminat miktarı yönünden; davalı- davacı kadın vekili ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 25.11.2021 tarih ve 2021/902 Esas, 2021/2070 Karar sayılı kararı ile davacı- davalı erkek tarafından 04.03.2021 tarihli oturumda Safranbolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde ilk davadan sonra yaşanılan yeni olaylara ilişkin boşanma davası açtıklarını ve iş bu dosya ile birleştirilmesi talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin söz konusu talebin reddine karar verildiği,boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî ve manevî tazminat , yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkün olabileceği, Uyap sisteminde yapılan inceleme sonucunda istinaf incelemesi öncesinde 03.03.2021 tarihinde Safranbolu 2. Asliye Mahkemesinin 2021/74 Esasına kayıtlı boşanma davası açtığı, davanın halihazırda derdest olduğu ve davalar arasında bağlantı bulunduğu; Kabule göre de: davalı -davacı kadının 04.03.2021 oturumda ben bu aşamada boşanmak istemiyorum, davanın reddine karar verilmesini talep ederim, 25.03.2021 tarihli oturumda ise davamdan vazgeçmiyorum, feragat de etmiyorum, boşanmak istemiyorum, şeklinde beyanlarda bulunduğu ve davalı - davacı kadın vekilinin istinaf dilekçesinde kadının son celse var olan beyanı ile boşanmak istemediğini zapta geçirttiğine yönelik beyanları kapsamında İlk Derece Mahkemesince ve özellikle davalı davacı kadının boşanma talebi ile açtığı karşı davasının da mevcudiyeti kapsamında kadının boşanmak istemediğine yönelik beyanının karşı davası olduğu da hatırlatılarak açıklanmasının istenmesi yine aynı hususta müvekkiline hukuksal yardım yapmakla görevli olan vekilinden açıklama istenmesi ,yapılacak açıklamalar sonucunda oluşan duruma göre kadının karşı davasının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

E. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve sunulan belgeler birlikte değerlendirildiğinde erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 162 nci madde kapsamında boşanma sebebinin ispatlanamadığı; erkeğin yurt dışında bulunduğu dönemde kadına karşı gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği, hakaret içeren fiillerde bulunduğu; kadının ise erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına karşı gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü uygun davranmadığı, erkeğe bunak ölüp gitsen şeklindeki hakaret içeren sözler söylediği, elimi sallasam ellisi demek suretiyle erkeği rencide ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu; birleşen davada kadının motorun nerede olduğunu bilmesine rağmen erkek tarafından çalındığı yönünde şikayetçi olması nedeniyle davacı erkeği zor durumda bıraktığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesi uyarınca açılan erkeğin davasının reddine, aynı kanunun 166 ncı maddesi gereğince erkeğin asıl ve birleşen davası ile kadının karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, erkek yararına asıl davada 5.000,00 TL ve birleşen davada erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;aşamalardaki dilekçelerini tekrarlamakla birlikte, 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı - davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarlamakla birlikte, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin ve tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan delillerden; İlk Derece Mahkemesince koşulları oluşmaması sebebiyle davacı - davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı; evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulmasının gerektiği, tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'î konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmanın kanuna aykırı olacağı, bu sebeple İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen dosyalarda delillerin ve kusurların birlikte değerlendirilmesi gerekirken her bir dosyada ayrı ayrı kusur belirlemesi yapılması hatalı olduğu; davacı-davalı erkeğin ve davalı-davacı kadının her üç boşanma davasındaki kusur durumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; evliliğin ilk yıllarında davalı erkeğin çocuklarından 1985 doğumlu Necip’in taraflarla birlikte yaşadığı sonrasında ise kadın ile Necip arasında yaşanan tartışma sonucu Necip’in evden ayrılarak yurda yerleştiği , ne var ki bu olaydan sonra tarafların uzun süre birlikte yaşamaya devam ettikleri kaldı ki Necip’in 2008 tarihinden beri evli olduğu da gözönüne alındığında bu olay nedeniyle erkeğin kadını affettiği en azından bu olayı hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerektiği; gerçekleşen bu durumda İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen erkeğin yurt dışında bulunduğu dönemde davalı - davacıya karşı gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği ve davalı -davacı kadına karşı hakaret içeren fiillerde bulunduğu şeklindeki kusurlu davranışlarına karşı , kadının da eşine karşı hakaret ve rencide edici sözler söylediği ve eşi hakkında haksız şikayette bulunduğu; bu hal ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olaylarda taraflardan birinin kusurunun diğerinden üstün tutulamayacağı ve her iki tarafında eşit kusurlu olduğu; ağır kusurlu olmayan ve diğer şartları taşıyan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, reddedilen kendi davası, kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının davasından feragat ettiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı- davalı kadın temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulüne ve erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat koşullarının taraflardan hangisinin yararına oluştuğu, kadın yararına nafaka şartlarının oluşup oluşmadığı ile miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 162 nci, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.