"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/235 E., 2023/843 K.
DAVA TARİHİ : 09.08.2021 - 25.06.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sinop 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI :2021/242 E., 2022/479 K. (Birleşen Dosya Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/188 E. 2022/13 K.)
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadının kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, bağırdığını, işleri ve pandemi nedeniyle hafta içi Erfelek ya da köyde kaldığını, hafta sonları Sinop Merkezdeki evinde kaldığını, davalı-davacının eve gittiğinde kavga çıkardığını, ilgisiz olduğunu, kendisini istemediğini, Sinop'tan gitmek istediğini söylediğini, başka kadınlarla ilişkisi olduğuna dair iftira attığını, iş yerine gelerek arkadaşlarının yanında kendisine hakaret ettiğini kavga çıkardığını, önceki evliliğinden olan çocuklarına yaptığı maddî harcamaları ve eski eşine ödediği nafaka nedeniyle sorun çıkardığını, kendi kök ailesi ile konuşmak istemediğini, kendisine şantaj yaptığını, eşyalarını sokağa attığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek tarafından birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadının kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ilgisiz olduğunu, işleri ve pandemi nedeniyle hafta içi Erfelek'te ya da köyde kaldığını hafta sonları Sinop Merkezdeki evinde kaldığını davalı-davacı kadının eve gittiğinde kavga çıkardığını, kendisini istemediğini, Sinop'tan gitmek istediğini söylediğini, başka kadınlarla ilişkisi olduğuna dair iftira attığını, iş yerine gelerek arkadaşlarının yanında kendisine hakaret ettiğini kavga çıkardığını, önceki evliliğinden olan çocuklarına yaptığı maddî harcamaları ve eski eşine ödediği nafaka nedeniyle sorun çıkardığını, kendi kök ailesi ile konuşmak istemediğini, kendisine şantaj yaptığını, eşyalarını evden alması hususunda mesaj gönderdiğini, kendi evine gidemediğini, boşanma davası açacağını beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin kendisini göndermeye çalıştığını, aşağıladığını ve hastalığı ile ilgilenmediğini, kendisine vatandaşlık verilmeyeceği gibi hususlarda kendisini kokuttuğunu, iş değişikliğini haber vermediğini, evin ihtiyaçları için kendisine para vermediğini, bu nedenle nafaka davası açmak zorunda kaldığını, davacı-davalının gömleğini yırttığını kovduğunu, tehdit ettiğini davacıdan boşanmak istemediğini, bu nedenlerle davacının davasının reddini aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, boşanmaya karar verilmesi halinde 250.000,00 TL tazminat talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın tarafından birleşen Sinop 2.Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/188 E. 2022/13 K sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin birlik görevini yerine getirmediğini, son iki aydır eve gelmediğini, kendisinin işinin ve Türk Vatandaşlığının olmadığını, maddî sıkıntı yaşadığını, evliliğinin devamından yana olduğunu, davalının iyi bir gelirinin olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 196 ncı ve 197 nci madde hükümleri gereğince haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın ortak evi terk eden birlikte yaşamaktan kaçınan davalı-davacının ailenin geçimine ve ihtiyaçlarına katkısını talep ettiğini, davalı-davacının aile birliğine yapması gereken parasal katkının tayinine, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ilişkin hususların tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların kusur durumları değerlendirildiğinde davacı-davalı erkeğe yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, davalı kadının ise davacı-davalıya karşı eski eşine nafaka ödediği ve çocuklarına yardım ettiği için davacıya kızdığı, davacı-davalının kendisini aldattığına ilişkin davacı-davalıya ve üçüncü şahıslara beyanlarda bulunduğu, davacı-davalının eşyalarını sokağa attığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, kadının evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı-davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olması nedeniyle davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi, 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 186 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına 1.000,00 TL tedbir nafakasına, birleşen dava yönünden 4721 sayılı Kanun'un 195 inci ve 196 ncı maddelerine göre aile birliğine yapılacak katkının belirlenmesi için tarafların hali hazırda bir arada yaşamalarının gerektiği, tarafların hali hazırda bir arada yaşamadıkları bu nedenle davacının talebinin ayrı yaşamakta haklılığa dayanan 4721 sayılı Kanun 197 inci maddesinde düzenlenen tedbir nafakasına ilişkin olduğu, davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığına sebep olarak sunduğu dava dilekçesindeki vakaları ispat edemediği, davalı-davacı erkeğin haklı bir gerekçe olmaksızın kendisi ile birlikte yaşamaktan kaçındığını da ispat edemediği, bu nedenle davacı-davalı kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin tanık beyanlarını yanlış değerlendirdiğini, davalı-davacı kadına yüklenen kusurları kabul etmediklerini, davacı-davalı erkeğin evin geçimini sağlayacak para vermediğini, davacı-davalı erkek hakkındaki iddialarını ispatladıklarını, tedbir nafakası açısından davacı-davalının haklı veya haksız şekilde evi terketmiş olmasının da bir önemi bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kadının açtığı tedbir nafakası davasını, sonradan açılan boşanma davası ile birleştirmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kararının gerekçesiz olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin tanık beyanlarını yanlış değerlendirdiğini, davalı kadına yüklenen kusurları kabul etmediklerini, davacı erkeğin evin geçimini sağlayacak para vermediğini, davacı erkek hakkındaki iddialarını ispatladıklarını, tedbir nafakası açısından davacı-davalının haklı veya haksız şekilde evi terketmiş olmasının da bir önemi bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kadının açtığı tedbir nafakası davasını, sonradan açılan boşanma davası ile birleştirmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı ile davalı-davacı kadının birleşen 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesi kapsamındaki tedbir nafakası davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 195 inci, 196 ıncı ve 197 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.