Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4750 E. 2024/3538 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, boşanmaya, velayet, nafaka ve tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, temyiz istemlerinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/249 E., 2023/856 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ünye Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/300 E., 2022/691 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın dava ve cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin, kendisiyle ve çocuğuyla ilgilenmediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını ve kadının babasının evin ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kaldığını, kadını sürekli sen delisin, sen şizofren, deli hapları kullanıyorsun diyerek suçladığını ve aşağıladığını, kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin annesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, evde sürekli yalnız bıraktığını, eve geç geldiğini, bazen gelmediğini, evdeyken de sürekli telefonuyla vakit geçirdiğini, evden kovduğunu, kendisinin evliliğini kurtarmak için çok çabaladığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, ailesinin erkeğe rencide edici sözler söylediğini, ailesinin yanına gitmeyi alışkanlık haline getirdiğinin, kavgacı tutumlar sergilediğini, erkeğin ailesiyle görüşmesini istemediğini, hastalığını sakladığını, şizofreni ve depresyon ilaçları kullandığını, ortak çocuğa yeterli ilgi ve şefkati göstermediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı bu nedenle kadının evden ayrılmasına neden olduğu, ailesinin evliliğe olan müdahalesine ses çıkarmadığı, eşinden habersiz eve yatılı olarak yakınlarını davet ettiği, evliliğin gerektirdiği birlik olma ve evlilik kurumunu ayakta tutma görevini yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına erkeğin tam kusuru ile sebebiyet verdiği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağına ilişkin talebi yönünden ise usulüne uygun açılan bir dava olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, tarafların kadının babasına ait evde oturdukları ve erkeğin bir müddet sonra kirayı ödemediği, evin ihtiyaçlarının kadının babası tarafından karşılandığı, eşinden habersiz eve yatılı olarak yakınlarını davet ettiği şeklinde kusur yüklenmiş ise de erkeğe yüklenen bu kusurlu davranışlardan sonra tarafların başka bir eve taşınarak birlikteliklerine devam ettikleri anlaşılmakla bu kusurlu davranışların kadın tarafından affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerektiği, affedilen hususlar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğinden bu kusurlu davranışların erkeğin kusurlarından çıkarılması gerektiği, fakat bu kusurlu davranışların çıkarılması durumunda dahi boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda yine de erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle hükmün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği, somut olayda irat şeklinde ödemenin tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alındığında kanunun amacına uygun olmadığı, yoksulluk nafakası yükümlüsünün yoksulluk nafakasını toptan şekilde ödemesinin uygun olacağı gerekçesiyle ilgili hükümlerin kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadının yoksulluk nafakasına yönelik isteminin kısmen kabulü ile boşanma hükmünün kesinleşmesinin ardından bir kerede ödenmek üzere kadın lehine takdiren 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.