"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/622 E., 2022/2148 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/238 E., 2021/110 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönlerden hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiklerini, evlilik öncesi müvekkilinin annesinin de taraflarla birlikte yaşaması hususunda anlaştıklarını, ancak evlendikten sonra kadının kayınvalidesini istemediğini, müvekkilini ve annesini evden kovduğunu, hakaret ve beddua ettiğini, kıskançlık krizlerine girdiğini, antidepresan ilaçlar kullandığını, tartışma esnasında sakinleştirilemediğini, kadının arkadaşlarıyla konuşmalarında kendi evliliğini kötüleyen ifadeler kullandığını belirterek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, kayınvalidesinin ilk günden beri müvekkilini istemediğini ve sürekli olarak “Ben seni zaten istemiyordum, oğluma ...'yı alacaktım, ama o beni dinlemedi, seni gelin diye getirdiği” şeklinde ifadeler kullandığını, müvekkilinin kendi ailesinin yanına giderken dahil, eşi ile gittiği her geziye de kayın validesini davet ettiğini, erkeğin kendi başına piknikler yaptığını, şehir dışı gezilerine gittiğini, kayınvalidenin müvekkili ve eşinin cinsel yaşamını sorgulayacak kadar ileri gittiğini, erkeğin de annesini uyarmak yerine bu tavra ortak olarak annesinin olumsuz tavırlarını kabullendiğini, eşinin müvekkilini aşağıladığını, hakaret ettiğini belirterek; asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların erkeğin annesi ile beraber yaşadıkları, kadının erkeğin annesi ile yaşayacağını bilerek evlendiği, ancak kayınvalidesi ile tartıştığı, kayınvalidesine ''Anneni de al git, kurtulayım elinizden dediği, yine inşallah ölürüm, seni de öldürürüm, kurtulurum'' dediği, erkek için kadının ''Aklı yok, kafası çalışmıyor'' dediği, kadının erkeği ve kayın validesini evden kovduğu, kayınvalidenin de kadına karşı dölsüz olduğunu söylediği, aşağılayıcı davranışlarda bulunduğu, "Ben seni zaten istemiyordum, oğluma ...'yı alacaktım ama oğlum seni gelin diye getirdi" dediği; buna karşılık erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, buna kadının annesinin telefonda erkeğin sesini duyarak şahit olduğu, tarafların karşılıklı olarak kavga ettikleri, birbirlerine hakaret ettikleri, her ne erkeğin kadını aldattığı iddia edilmiş ise de evlilik birliği devam ederken kadının erkeği affettiği ve bu nedenle bu durumun erkeğe kusur olarak yüklenmemesi gerektiği kanaatine varılmış, her iki tarafın da bu eylem ve söylemleri ile evlilik birliğinin devam etmeyecek nitelikte temelinden sarsıldığı, devamında kişi ya da kamu yararının kalmadığı, iki tarafın da eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 650,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin yasa şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili süresinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğu, kendisinin kusursuz olduğunu belirtilerek; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakası takdiri ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru olmadığı belirtilerek; asıl davanın kabulü, tazminat taleplerinin reddi ile yoksulluk nafakası yönünden talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen hakaret, beddua, eşini evden kovma kusurları ile erkeğin hakaret kusurlarının sabit olduğu, ancak dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında; erkeğin bağımsız konut temin etmediği, annesinin evliliğe müdahalesine izin verdiği, evin aboneliklerini iptal ettirdiği kusurlarının ispatlandığı, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, öte yandan erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin görgüye dayalı bir beyan olmadığı dikkate alındığında bu vakıanın erkeğin kusurlarından çıkarılması gerektiği, ayrıca kadının aldatma kusuruna dayanmadığı halde İlk Derece Mahkemesince bu hususun gerekçede değerlendirilmesinin doğru görülmediği, erkeğin ağır kusurlu hale geldiği, kusurların bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, değişen kusur durumu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet kuralları ile bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın için maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek erkeğin kusur belirlemesi ile kadının kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılarak belirtildiği şekilde hüküm tesisine, tarafların sair istinaf taleplerin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla kararı, kusur belirlemesi, kadını kabul edilen davası, yoksulluk nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası koşulları ile erkek yararına manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.