"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1149 E., 2023/243 K.
DAVALILAR : 1....
2. ... A.Ş. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/629 E., 2019/786 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı ... A.Ş.vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... A.Ş.vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...'ın 30 yılı aşkın bir süredir evli olduklarını, tapuda davalı adına kayıtlı ... ada ve 14 parseldeki taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, davacının onayı alınmaksızın tapuda davalı eş adına kayıtlı aile konutu üzerine banka lehine 2. dereceden ipotek tesis edildiğini iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, bu nedenle muvafakat alınmasının gerekmediğini, kullanılan kredinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibin sonuçsuz bırakılmak üzere iş bu davanın açıldığını, bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, tapu siciline güvendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 31.01.2017 tarih ve 2016/296 Esas, 2017/88 Karar sayılı kararı ile taşınmazın aile konutu olduğunun anlaşılabilmesine karşın banka basiretli bir tacir gibi davranmayarak dava konusu yerin aile konutu olup olmadığını dikkate almadan ipotek tesis etmesinde iyi niyetli davranmadığı, haciz esnasında konutta ailenin yaşadığı görülmekle iyi niyetin ortadan kalkmış olduğu, davacı eşin muvaffakatı olmadan aile konutuna ipotek tesis edildiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesin gereğince davanın kabulüne, Davaya konu ... parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğu tespit edildiğinden kaydına aile konutu şerhinin konulmasına ve davalı banka lehine kurulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17.05.2017 tarih ve 2017/272 Esas, 2017/247 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın tapuda arsa niteliğinde kayıtlı olması halinde Mahkemece dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, iddia edildiği gibi dava konusu arsa üzerinde ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları konutun bulunup bulunmadığı, tarafların gösterdikleri deliller ile belirlendikten sonra, yasal diğer şartların da gerçekleşmesi halinde sadece belirlenen aile konutunun bulunduğu bölümü kapsayacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği, İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş, keşif yapılarak ve davacı tanıkları da keşif mahallinde dinlenerek hangi konutun aile konutu olduğunu ve ipotek tesis tarihinde bu konutun aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığını tespit etmekten ibaret olduğu, kabulü göre de ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nispi harca tabi olup, davacının davanın değeri olan ipotek miktarı üzerinden belirlenecek nispi harçla sorumlu tutulması gerektiği, dava adli yardım talepli açılmış olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince adli yardım talebi konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmediği gibi harcın da tamamlanmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) üncü alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre davacının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan davacı tanıkları beyanlarından, keşif delilinden ve dosyada mevcut bulunan tüm belgelerden davacı ve davalı eşinin ipotek tesis tarihinde arsa üzerinde bulunan giriş katta ikamet ettiği, keşif tarihinde ve dava tarihinde en üst katta ikamet ettiği ve bu katın yıllardır taraflarca kullanılan aile konutu olduğu, tarafların bir tane aile konutu olabileceği ve kaldırma kararı göz önünde bulundurularak tarafların, yalnızca dava ve keşif tarihinde aile konutu olarak kullandıkları bölüm üzerinden ipoteğin kaldırılması gerektiği, taşınmazın kat mülkiyetine geçmemiş olması nedeni ile infaz edilebilir bir hüküm tesis etmek adına emsal yüksek mahkeme kararları gereği taşınmazda bulunan üç dairenin arsa payının hesaplanması ve harita - kroki üzerinden her bir dairenin ayrı ayrı harflendirme veya renklendirme sureti ile belirtilmesi için bilirkişi raporu alındığı gerekçesi ile dava konusu taşınmazın ikinci kat olan en üstte bulunan bölümü üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve kaydına aile şerhi konulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tek bir dairenin aile konutu olarak kullanılabileceğine dair kanaatinin yerinde olmadığını, müvekkilinin adına kayıtlı olan taşınmazın ipotek tarihinde ve halen tapu kayıtlarında arsa olarak gözüktüğünü, ipotek tarihinde arsa üzerinde bir adet bağımsız bölüm bulunduğunu, bağımsız bölümün aile konutu olarak kullanıldığını, ipotek tarihinden sonra kalan iki bağımsız bölümün inşasına başlandığını ve bitirildiğini, Mahkeme tarafından iki bağımsız bölüm yönünden ipoteğin devamına ilişkin kararı haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme kararının teknik olarak yerine getirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılması davasının reddedilen bölümü yönünden kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı banka vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava açarken ve istinafa başvururken harçlarını yatırmadığını, yerel mahkeme tarafından adli yardım kararı verilmediğini, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin diğer davalıya yükletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ipoteğin fekki ve aile konutu şerhi istemli davada aile konutu hususunun ipotek tesisinde ve dava tarihinde davalı taşınmazda ki bağımsız bölümün aile konutu olarak kullanılması gerektiği, dosyadaki deliller ve davacı beyanı ile aile konutu olduğu belirlenen 2. kattaki bağımsız bölümün ipotek tarihinde inşaat halinde olduğu, aile konutunun giriş zemin dairesi olduğu, bu dairenin de dava tarihinde aile konutu olarak kullanılmadığı anlaşılmakta olup davanın reddi gerekli ise de buna yönelik aleyhe istinaf olmadığından kaldırma nedeni yapılmadığı,hataya işaret edilerek eleştirilmekle yetinildiği gerekçesi ile davacı vekilinin tüm, davalı banka vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; davacı tarafından dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu iddiasıyla ipoteğin kaldırılması istendiği, dava tarihinden önce 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinde 6518 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca aile konutu şerhinin tapu müdürlüğünden istenmesi gerektiği, bu başvurunun reddedildiğine dair belgede ibraz olunmadığı, Mahkemece aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken dava şartı olan bu husus gözetilmeyerek tapu siciline aile konutu şerhi verilmesi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmün birinci fıkrasının kaldırılmasına, yerine ... parselin 02.04.2019 tarihli teknik bilirkişi raporunun 7. sayfasında mavi renkle gösterilen 1/3 arsa paylı 2. Katın aile konutu olduğunun tespiti ile bu kısım üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, şeklinde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ipoteğin arsa üzerine kurulduğunu, o tarihte tek katlı bir konut olduğunu, sonrasında dahil edilen iki kat üzerindeki ipoteğin kaldırılmamasının yerinde olmadığı, Mahkeme kararının teknik olarak yerine getirilmesi de mümkün olmadığını, aile konutu şerhi talebinin de kabulüne karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılması davasının reddedilen bölümü ile reddedilen aile konutu şerhi davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; yargılama giderleri, harç ve vekâlet ücretinin davacıya ve diğer davalı eşe yükletilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının aleyhe hükmedilen yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması davasının kısmen reddinin yerinde olup olmadığı, aile konutu şerhi davası davalılarca istinaf edilmemiş olup istinaf edenin aleyhine aile konutu şerhi talebinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, banka aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin doğru belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 352 inci maddesi, 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı banka vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması, aile konutu şerhi konulmasına yönelik açılan davada, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle aile konutu şerhi konulmasına, aile konutu olarak kullanılan bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararına karşı davacı vekili, dava konusu taşınmazın tamamı üzerinden ipoteğin kaldırılmasının gerektiği yönünden; davalı banka vekili ise katılma yoluyla aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ile yargılama giderleri yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince dava tarihinden önce 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinde 6518 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca aile konutu şerhinin tapu müdürlüğünden istenmesi gerektiği, bu başvurunun reddedildiğine dair belgede ibraz olunmadığı, Mahkemece aile konutu olduğunun tespiti ile yetinmesi gerekirken dava şartı olan bu husus gözetilmeyerek tapu siciline aile konutu şerhi verilmesi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile Van Aile Mahkemesinin 19.07.2019 tarih ve 2017/629 Esas, 2019/786 Karar sayılı kararının hükmün (1) numaralı bendinin kaldırılmasına, yerine ... ada, 14 parselin 02.04.2019 tarihli teknik bilirkişi raporunun 7. sayfasında mavi renkle gösterilen 1/3 arsa paylı 2. katın aile konutu olduğunun tespiti ile bu kısım üzerinden ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yapılan incelemede, davalı banka vekilinin istinaf dilekçesinde, vekâlet ücreti ile yargılama gideri dışında aile konutu şerhinin kaldırılmasına yönelik her hangi itiraz ileri sürerek yapılmış istinaf talebi bulunmamaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş istinaf sebepleri ile sınırlı şekilde inceleme yaparak bir karar vermekten ibarettir. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı banka vekilinin istinaf dilekçesinde bu yöne ilişkin bir talebi bulunmadığı nazara alınmadan hatalı istinaf incelemesi yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesi kararının aile konutu şerhi davası yönünden davacı yararına BOZULMASINA,
2.Davalı banka vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davalı ... A.Ş.'ye yükletilmesine
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...