"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/138 E., 2023/487 K.
DAVALILAR : 1.... vekili Avukat ...
2.... (... tarihinde öldü)
MİRASÇI : ...
KAYYIM : ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/589 E., 2021/158 K.
Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalılardan ... ile 2010 yılında evlendiklerini, dava konusu ... parselde kayıtlı D blok 5. Kattaki 9 nolu meskende ikamet ettiklerini, müvekkili tarafından açılan boşanma davasının halen derdest olduğunu, söz konusu taşınmazın davalı ... tarafından boşanma davasının açılmasından 8 gün önce diğer davalı ... 'in 17.05.2018 tarihinde rayiç bedelin oldukça altında tapuda satış yapıldığını, rayiç bedelin oldukça altında yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu, davalı ...'in davalı ...'ın yakın arkadaşı olduğu ve aynı iş yerinde çalıştığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerine tedbir konulmasını, taşınmazın davalılardan ... adına olan kaydın iptaline ve davalılardan ... adına tescili ile tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazı 110.000,00 TL bedelini ödeyerek satın aldığını, davacı ile diğer davalı ... arasındaki ilişkiden ve boşanma sürecinden bilgisi olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 01.10.2018 tarih ve sayılı 2018/907 Esas, 2018/934 Karar sayılı kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 6.2.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirilerek, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, bu değişiklik 6518 sayılı Kanun, 19.2.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girdiğini, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 115 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) bendi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 03.12.2018 tarih ve 2018/14 Esas, 2018/16 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz davalı eş adına kayıtlı olmayıp 3. kişi olan davalı adına kayıtlı olduğu, bu halde davacının tapu müdürlüğüne giderek aile konutu şerhi koydurması hukuken ve fiilen mümkün olmadığı, davacının aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi gerektiği, aksi takdirde aile konutu şerhi konulması davasının incelenmesi hukuken mümkün olmadığı, o halde davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesinin hatalı olduğu, aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada, tapu iptali ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesinin gerektiği, ayrıca dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden tensiple birlikte davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davacının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi’nin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 19.03.2019 tarih ve 2018/1318 Esas2019/250 Karar sayılı kararı ile tapu iptal ve tescil davası ile aile konutu şerhi konulması davasının birleştirilerek görülmesine olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olacağı, davacının bu taşınmazla ilgili talebinin, muvazaa ve inançlı işlem hukuki sebeplerine dayandığı, bu belirlemeye göre bu talebe ilişkin görevli ve yetkili mahkemenin Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesi’nin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 11.10.2019 tarih ve 2019/688 Esas, 2019/766 Karar sayılı kararı ile olaylara açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime ait olduğu, davacının dava konusu taşınmazla ilgili talebinin, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşıldığı üzere, 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi kapsamında açılmış Tapu İptali ve Tescil davası olduğu, davacının dava konusu taşınmaza ilişkin talebi yönünden İlk Derece Mahkemesince yargılama yapılıp işin esasının incelenmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davacının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı eş ... dava konusu aile konutunu diğer davalı ...'e sattığı, taşınmazın aile konutu olduğu dinlenen tanıkların anlatımları ve yapılan keşif ile şüpheden uzak bir şekilde belirlendiği, toplanan delillerden davalılar arasındaki satış işleminin gerçek bir satış olmadığı, taraflar arasındaki boşanma davasının açılma tarihi 25.05.2018 olduğu, taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ...'a devir tarihi 17.05.2018 olduğu, davalı ... tarafından davacı ...'ya noter vasıtası ile çekilen ihtarlara bakıldığında, Kocaeli 7. Noterliğinin 16042 yevmiyeli 23.05.2018 tarihli, 25684 yevmiyeli 16.08.2018 tarihli iki farklı ihtarın bulunduğu, bunlardan birincisi tahliye talepli ikincisi ile kira bedeline ilişkin olduğu, Noter ihtarlarının satış işleminden 6 gün sonra, boşanma davasından 2 gün önce çekildiği, ihtarın ise sadece davacı ... adına çekildiği, satışın tarafı olan ... adına bir ihtar bulunmadığı, satın alan ... taşınmazda satım aktinin karşı tarafı olan ...'ın eşinin oturduğunu bildiği, taşınmazın aile konutu olduğunu bilmekte ve kadın eşin oturduğu daireyi satın aldığını belirterek tahliye ve kira bedeli talep ettiğinin anlaşıldığı, bu ihtarı sadece kadın eşe çekmekle de taşınmazı danışıklı olarak aldığı ...'a karşı bir talepte bulunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle davalı ...'ın taşınmazı iyi niyetle ve Tapu Siciline güvenerek aldığı iddiası kabul edilebilir nitelikte görülmediği, bedelinin rayiç değerin altında olduğu gerekesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davanın kabulüne, ... çiftliği mahallesinde kain 2030 parsel D/5 blok 5. kat 9 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın davalı ... adına tapuya tesciline,davaya konu ... çiftliği mahallesinde kain ... kat 9 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün davacı ile davalı ...'ın aile konutu olduğunun tespiti ile tapuya şerh konulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında yaşananları bilmesinin mümkün olmadığını, satın aldığı tarihte tapu kaydında aile konutu şerhinin bulunmadığını, tapuya güven ilkesine göre hareket ettiğini, ihtarın sadece kadına gönderilmesinin ise erkeğin evden ayrıldığını söylemesi nedeniyle olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun ispatlandığı, satış işleminin, boşanma davasının açılmasından hemen önce yapılması, tahliye ve kiraya yönelik çekilen ihtarın sadece davacı olan kadın eşe yönelik çekilmiş olmasının, davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği tespitinin doğru olduğu, vekâlet ücretinin doğru olduğu, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, iyi niyetli olarak tapuya güvenerek gerçekleştirdiği işlemin geçerli olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun diğer davalı tarafından bilinip bilinmediği ile iyi niyetinin korunup korunmayacağı, aile konutu şerhi talebinin konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 inci maddesi, 194 üncü maddesi, 1023 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 352 inci madde , 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalılardan ...'ın nüfus kayıt örneğinden 31.03.2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Evliliğin ölümle ile sonuçlanmış olması durumunda da Türk Medeni Kanununun 194. maddesinden kaynaklanan aile konutu tespitine dair haklar devam ediyor olsa da aile konutu şerhi konulmasına dair hak ölümle ile birlikte sona erer. Ölümle evlilik sona erdiğine göre aile konutu şerhi konulması talebi konusuz kalmıştır. Bu nedenle aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aile konutu şerhi talebi yönünden verilen esastan ret kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin aile konutu şerhi konulmasına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin tamamen çıkarılmasına yerine (2) numaralı bent olarak; "... mahallesinde kain 2030 parsel D/5 blok 5. kat 9 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün davacı ile davalı ...'ın aile konutu olduğunun tespitine" yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...