"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1029 E., 2022/2064 K.
DAVA TÜRÜ : Boşanma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/60 E., 2019/149 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli olarak kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve reddedilen iştirak nafakası talebi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 20.01.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden temyiz eden davacı ... ile vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, velayetin babaya tevdiine ve ortak çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmiştir. Davalı kadının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, birlik görevlerini yerine getirmeyen ve bedelli askerlik yapma imkanı varken uzaklaşmak istediğini söyleyerek askere giden erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına maddi tazminat ve yoksulluk nafakası takdirine, erkeğin iştirak nafakası talebi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karar davacı erkek vekilince temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarına göre; davacı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği sübut bulmakla birlikte kadın tarafından vakıa olarak dayanılmayan, erkeğin uzaklaşmak istediğini söyleyerek askere gitme vakıasının, erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru görülmemiştir. Buna karşılık davalı kadının güven sarsıcı davrandığının ispatlanmadığı kabul edilmiş ise de; davacı erkeğin, Bölge Adliye Mahkemesince hukuka aykırı delil olarak görülen mesajlaşma kayıtlarına, kadının kendi rızasıyla sosyal medya şifresini verdiği için ulaştığı, bu hususun kadın tarafından da kabul edildiği, bu durumda delilin hukuka aykırı sayılmayacağı, kadın tarafından inkar edilmeyen mesajlar ve tanık olarak dinlenen Mutlu beyanı birlikte değerlendirildiğinde kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda birliğin sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, erkeğin tam kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür.
Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu eyleminin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3. Ağır kusurlu eş yararına maddi tazminata hükmedilemez. Bu durumda, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadın ağır kusurlu olup kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci fıkrası koşulları oluşmamıştır. O halde kadının maddî tazminat talebinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.Yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadın ağır kusurlu olup ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Kadın yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 175 inci maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
5.Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK m.182) Somut olayda, velayet babaya verildiğinden davalı annenin mali durumu da gözetilerek uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR,
Açıklanan sebeplerle; ,
Davacı erkek vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve reddedilen iştirak nafakası talebi yönünden BOZULMASINA,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.