"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/243 E., 2023/431 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/547 E., 2021/1162 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve kabul edilen tazminatlar, velâyet ile nafakalar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadının davasının kabulüne dair karara karşı davalı-davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı kadının davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalı-davacının, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı kadının davasının kabulü yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-davacının temyiz isteminin kadının davasının kabul yönünden reddine karar vermek gerekir.
Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilen konu dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli küstüğünü ve konuşmadığını, kadını istemediğini söylediğini, kadının ailesi ile görüşmek istemediğini, kadını kendi ailesiyle görüşmeye zorladığını, kadının sosyal hayatını kısıtladığını, giyimine ve öz bakımına müdahale ettiğini, kadını başkaları ile kıyasladığını, kadını aşağıladığını ve kadına hakaret ettiğini, cinsel içerikli internet sitelerine girdiğini, televizyon ve telefon ile vakit geçirdiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, kadının ailesine sürekli küfür ettiğini, kadını pek çok kez annesinin evine bıraktığını, son 3 ay yatakları ayırdığını, evden gitmesini söylediğini hakaret ve tehdit ederek, ailesini öldüreceğini söyleyerek kadını evden kovduğunu, eski kız arkadaşlarını sosyal medyadan takip ettiğini, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin annesinin kadını aşağıladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, her konuyu annesine anlattığını, annesinin çocuğu almakla, çocuğu öldürmekle tehdidine, erkeği aşağılamasına, hakaretine, evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkekten sürekli maddî isteklerde bulunduğunu, erkeği sürekli eski nişanlısıyla kıyasladığını, nitekim kadının telefonuna eski nişanlısından benim peşimi bırak şeklinde mesaj geldiğini, erkeğe sürekli boşanacağını söylediğini, erkeğe vurarak erkeğin de kadına vurması için erkeği tahrik ettiğini, erkeğin ailesini ziyaret etmekten kaçındığını, erkeğin anne babasının ortak çocuğu görmediğini, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, annesinin şiddet eğilimli olması nedeniyle kendisinin küçüklüğünde amcası yanında yaşadığını, şimdi ise çocuğun annesi ile anneannesinin evinde yaşamasının sakıncalı olduğunu, kadının erkeğe haber vermeden haneyi terk ettiğini, daha önce de sık sık terk ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 200.000 TL maddî, 200.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının sık sık ailesinin evine gittiği ve her gidişinde de üç dört gün ailesinin evinde kaldığı, çocuğu filii ayrılık tarihinde göstermediği, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını; erkeğin, eşinin sosyal hayatına karıştığı, eşine kara çirkin gibi sözler söylediği, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.300,00 TL tedbir ve 1.400,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin barışmak için sürekli mesajlar gönderdiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, nafaka miktarının az olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ve erkeğin açtığı kişisel ilişki davasında verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, velâyet yönünden eksik inceleme yapıldığını, tazminat koşullarının oluştuğunu, kadın yararına nafaka koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında erkeğin ayrıca erkeğin, kadını istemediğini söylediği, kadınla ve çocukla ilgilenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, kadın yararına tazminat koşullarının oluştuğu, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesinin gerektiği; velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olduğunun rapor edildiği, çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil bulunmadığı, verilen kararın isabetli olduğu, kadının ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafaka miktarlarının az olduğu; az kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, çocuk yararına Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden itibaren aylık 1.400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata; davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının itirazlarına konu diğer istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine, geçici kişisel ilişki davasının tefrikine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olmadığını, nafaka şartlarının oluşmadığını ve miktarlarının yüksek olduğunu, tazminatların kendi yararına verilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminat şartlarının kimin yararına oluştuğu, nafaka ve velâyet düzenlemesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin kadının davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkeğin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.