Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4815 E. 2024/2657 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının tespiti ve erkeğin eşya, ziynet ve alacak isteminin tefrik edilip edilmeyeceği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu, hakkaniyet ilkesi ve ilgili maddi hükümler gözetilerek yeniden belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle Yargıtay, ilk derece mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına, bozma dışındaki kısımların ise onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1433 E., 2023/66 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/857 E., 2020/347 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, kadını ailesi ile görüştürmediğini, bir işte çalışmasını yasakladığını, erkeğin kronik ve genetik kas erimesine sahip olan kas hastalığını kadından sakladığını, erkeğin şiddeti, baskısı, aldatma ve hakaretinin olduğunu, tehdit edildiğini, kayın pederinin yatak odasına gelip küfür, hakaret ve tehditte bulunduğunu, kadına ve ailesine küfürler ettiğini, kadının fiziksel görüntüsü ile alay ettiğini, kadına para vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığını, başkalarının yanında küçümsediğini kadını evden kovduğunu, erkeğin eşinden gizli başka telefon kullandığını, kendisini bekar olarak tanıtıp yazışma ve görüşmeler yaptığını, sahte hesap ile internet üzerinden evlilik dışı ilişkiler kurduğunu, en son S.isimli kadınla görüşmesini yakaladığını, kadını darp ederek evi terk ettiğini iddia ederek, 4721 sayılı Kanun'un 161, 162,163 ve 166 ncı maddeleri gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl enflasyon oranında arttırılmasına, aile konutu şerhi konulmasına, 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ile ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının sağlık sorunları ve disiplinsiz davranışları sebebi ile işten çıkarıldığını, kadında obsesif-kompulsif psikolojik rahatsızlığının olduğunu, kadının erkeğe sözlü ve fiili şiddet ve haraketlerini ailesini de katarak devam ettirdiğini, kadının hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış neticesinde evi terk ettiğini, rahatsızlığı sebebiyle herşeyi takıntı yaparak büyüttüğünü, sözlü şiddet uyguladığını, erkeğin ailesine yönelik de ''siz ne kadar çirkinsiniz kafanız ne kadar büyük kızımın size benzemesinden korkuyorum'' dediğini, babasının üzerine yürüyüp hakaret ettiğini, aşırı kıskanç olup akrabalardan bile kıskanarak görüşmelerini engellemeye çalıştığını, nadiren görüşmelernide soğuk ve mesafeli davrandığını, evi sık sık terk ettiğini, çocuk doğunca terk etmelerinin yoğunlaştığını, çocuğu göstermeyerek mobing uyguladığını, erkeğin horlamasını bahane ederek yataklarını ayırdığını, cinsel ilişkiden kaçındığını, en mahrem bilgileri dahi ailesine ve 3. kişilere açıkladığını, en son 05.11.2017 tarihindeki olayda ''fakirin oğlu hırsız'' diye hakaret ettiğini, bıçakla saldırdığını, komşuların zorlukla durdurduğunu, para ve altınlara zorla el koyduğunu, tehdit edip, kapıda göçük açtığını, tüm kredi kartlarını kırıp nakit paraya da el koyarak erkeği evden evden kovduğunu, rapor aldığını ancak arkadaşları ile yaptığı yazışmalarda bunu ikrar ettiğini, uzaklaştırma kararı alıp kapının kilidini değiştirdiğini, evi taşındığını ve eşyaları götürdüğünü iddia ederek, 4721 sayılı Kanun'un 162,164 ve 166 ncı maddeleri gereğince tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek sunduğu 18.10.2018 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesinde yer alan fazlaya dair talep ve dava haklarım saklı kalmak üzere 50.000,00 TL maddî tazminat talebinin, kadının bıçak zoruyla el koyduğu 22.500,00 TL'sinin nakit para, 5.000,00 TL'sinin altın (dava günü itibariyle 10 adet yarım altının TL karşılığı olan miktarı), 10.000,00 TL'sinin ev eşyası, 12.500,00 TL'sinin ise boşanma ile mahrum kalacağı menfaat dolayısıyla istemiş olduğu maddî tazminat olmak üzere 50.000,00 TL maddî tazminat talep ettiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 161 inci maddesine dayalı boşanma davası var ise de, zina olayının kabul edilebilmesi için cinsel ilişki kurulduğunun ispatının gerektiği, dosyada erkeğin zinasını ispat edemediği, kadının ve erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma davası mevcut ise de, kadının ve erkeğin doktor raporlarında hayati tehlike arz eden bir yaralanmasının olmadığı ve şiddet olayının süreklilik arz etmediği, kadının 4721 sayılı Kanun'un163 üncü maddesine dayalı boşanma davası var ise de, erkeğin evlilik birliği içerisinde işlemiş olduğu ve hüküm aldığı bir ceza davasının olmadığı, yine haysiyetsiz hayat sürdüğünün kadın tarafından ispatlanamadığı, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine dayalı boşanma davası mevcut ise de, erkeğin kadına Mahkeme veya noter aracılığıyla terk ihtarı göndermediği, bu sebeple davada yasal şartların oluşmadığı, dinlenen kadın tanıklarının beyanlarındaki olayların gerçekleşmesinden sonra tarafların barıştıkları, kadının ortak eve geri döndüğü, tarafların tekrar bir arada yaşamaya başladıkları, kadın tanıklarının bu barışmadan sonra yaşanan olaylara bizzat şahit olmadıkları, kadının anne ve babasının taraflar arasındaki olaydan sonra Kırklareli' ne gittiği, ancak dosyada mevcut doktor raporuna göre erkeğin kadına şiddet uyguladığı ve kadın tarafından dosyaya sunulan mesajlarda erkeğin başka kadınlarla mesajlaştığı, kendisini bekar olarak tanıtıp buluşma talep ettiği, bu durumun kimi tanık beyanları ile desteklendiği, dinlenen erkek tanıklarının beyanlarına göre ise, erkeğin kadına ''At suratlı olmuşsun'' dediği, aralarında yaşanan son olayda ise ''Sen onun bunun çocuğusun, fakirin çocuğusun'' şeklinde hakaret ettiği, yumruk attığı, bıçakla erkeğin üzerine yürüdüğü, komşuların araya girdiği, uzaklaştırma kararı alındığı, bir daha bir araya gelmedikleri, her ne kadar erkek kadına çiçek ve barışma talepli kart göndermiş ise de, bu durum bir niyetten öteye geçememiş olduğundan erkeğin kadını affettiği yönünde değerlendirilmediği, tarafların evlilik birliğinin her iki tarafın kusuru ile temelinden sarsıldığı, kadının eşine karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin de kadına karşı fiziksel şiddet ve psikolojik şiddet uyguladığı, ancak erkeğin güven sarsıcı hareketleri sebebiyle kusurunun daha ağır olduğu kanaatine varıldığı gerekçesi ile açılan karşılıklı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161, 162 ve 163 üncü maddelerine dayalı olarak açmış olduğu boşanma davalarının reddine, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162,163 ve 164 üncü maddelerine dayalı olarak açmış olduğu boşanma davalarının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl enflasyon oranında, çocuk okula başlayınca özel okul masrafları oranında arttırılmasına, kadının aile konutu şerhi talebinin vazgeçme sebebiyle reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın için yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin eşya talebinin, 10 adet yarım altın ve 22.500,00 TL talebinin bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın tarafından zina ve haysiyetsiz yaşam sürme nedeni ile açılan davaların ispatlandığını, kadının kusursuz olduğunu, karşı boşanma davasının reddinin gerektiğini, kabul edilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığını, muvafakat etmemelerine rağmen erkeğin maddî tazminat talebinin açıklattırılarak ve görev aşılmak sureti ile eşya ve ziynet talebinin bu dosyaya dahil edilerek tefrik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu yönden davanın reddine ve kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini, erkeğin reddedilen talepleri yönünden tek vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161,162 ve 163 üncü maddelerine dayalı açılan boşanma davalarının reddi, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, tazminat ve nafakaların miktarları, ziynet ve eşya alacağı yönünden verilen tefrik kararı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, iştirak ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, kadının 09.09.2019 tarihinden beri sözleşmeli öğretmen olarak kurum bünyesinde çalıştığını, delilleri değerlendirmede yanılgıya düşüldüğünü, kadının M.C. ile yaptığı mesajlaşmadan anlaşıldığı üzere şiddete uğrayan taraf olduğundan lehine tazminata hükmedilmesinin gerektiğini, erkek tanıkları M.M.'nin beyanları nazara alındığında kadına fiziksel şiddet uygulamadığını, darp raporunun gerçeğe uygun olmadığını, bahsi geçen sosyal medya hesabının tarafına ait olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafakalar ile miktarları, kabul edilen tazminatlar ile reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davacı vekili ile davalı-karşı davacının istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ile davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek 4721 sayılı Kanun'un 161,162 ve 163 üncü maddelerine dayalı açılan boşanma davalarının reddi, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, tazminat ve nafakaların miktarları, ziynet ve eşya alacağı yönünden verilen tefrik kararı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafakalar ile miktarları, kabul edilen tazminatlar ve reddedilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın tarafından açılan zina, kadın ve erkek tarafından ayrı ayrı açılan pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davalarının ve erkek tarafından açılan terke dayalı boşanma davasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata, kadın ve çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin eşya, ziynet ve alacak isteminin tefrikinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, reddedilen talepler yönünden kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve 164 üncü maddeleri, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Somut uyuşmazlıkta tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Sinem Asya'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk Sinem Asya'nın yararına hükmedilen iştirak nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk Sinem Asya yararına hükmedilen iştirak nafakası yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.