"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1344 E., 2023/189 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının davacı kadının ziynet alacağı davasına ilişkin taraf iddialarının açıklattırılıp sonucuna göre karar verilmesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarlarının az olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın için 35.000,00TL manevî tazminat ve ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL iştirak nafakası ödenmesine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 3 adet çeyrek altının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise 774,00TL'nin davalı erketen tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre kabul edilen ziynet alacağı bedeli ve davalı erkek vekili tarafından temyize konu edilen toplam miktar 774,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında ve davacı kadın vekilinin tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğini devam ettirme imkanı olmadığını, erkeğin arkadaşlık sitelerine girdiğini görmesi üzerine 24.01.2018 günü erkeğe boşanma istediğini bildirip kızını yanına alıp ailesinin yanına gideceğini söylediğini, bunun üstüne erkeğin üst katta oturan ailesinin ortak eve geldiğini ve erkeğe iftira attığını belirttiklerini, hatta kadına başkası için boşandığı yönünde asılsız ithamlarda bulunduklarını, erkeğin annesinin " bu evden çöp bile alamazsın, bu evden çıkarsan bir daha geri dönemezsin , oğluma kadın mı yok" dediğini, kadının kıyafetlerini ve özel eşyalarını bile alamadan evden çıkmak zorunda kaldığını, kadının kendisinin ve kızının kimlik ve pasaportlarını almak istediğini belirtmesi üzerine erkeğin el kaldırarak kadının üzerine yürüdüğünü, çantasını alarak apar topar evden çıkmak zorunda kaldığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 2.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün değilse 150.000,00 TL bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi 21.02.2018 tarihinde davalı erkeğe usulüne tebliğ edilmiş olup davalı erkek tarafından 02.04.2018 tarihinde süresinden sonra cevap dilekçesi sunulmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2019 tarih 2018/106 Esas, 2019/331 Karar sayılı kararı ile erkeğe ait cep telefonu veya bilgisayardan izinsiz olarak ele geçirildiği anlaşılan belgelerin delil olarak dikkate alınamayacağı ve bu belgelere konu olaylar nedeniyle davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceği ayrıca bu belgelerin başka delillerle desteklenmediği, diğer iddiaların ispatlanamadığı, erkeğe kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle boşanma davasının reddine, ortak çocuk yararına aylık 400,00TL tedbir nafakasına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadının iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile liste halinde belirtilen ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, mümkün olmaması halinde toplam bedelleri olan 93.956,00 TL'nin kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli kararına kararına karşı;
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi, kusur, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi, iştirak, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerine ilişkin karar verilmemesi, ziynet alacağına ilişkin ise reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; velâyet, kişisel ilişki, kadının tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi, hükmedilen ziynet eşyaları ile bilirkişi raporunun ve kadının talebinin uyumlu olmadığı gerekçesi ile ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2021 tarih ve 2019/1551 Esas, 2021/2047 Karar sayılı kararı ile erkeğin arkadaşlık sitelerine üye olması nedeni ile güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu, ziynet alacağı davası yönünden ise kadının ziynet eşyalarının varlığını, vasıflarını ve yanına hiç bir kişisel eşyasını almadan evden çıkmak zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının evde kaldığını ispatlamak zorunda olduğu, kadının beyanlarından kadının olay günü evden ayrılma hazırlığı yaptığı ve ziynetlere ulaşımının mevcut olduğu, tanıkların duyum üzerine beyanda bulunduğu, kadının yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenlerle ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddi gerektiği gerekçesi ile davacı kadının davanın reddine, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarına, manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00TL tedbir ve 500,00TL iştirak nafakalarına, kadın yararına 20.000,00TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile ziynet alacağı davasına yönelik istinaf taleplerinin reddine, erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılmasına ve kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2021 tarihli kararına karşı davacı kadın vekili tarafından hükmedilen tedbir, ve iştirak nafakalarının ve manevî tazminatın miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakalarının reddi, kişisel ilişki, reddedilen ziynet alacağı davası yönünden; davalı erkek tarafından ise davanın kabulü, kusur, velâyet, tedbir ve iştirak nafakaları ile manevî tazminat yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.06.2022 tarihli ilamı ile kadının ziynet alacağı davasında erkeğin birlik içinde harcandığını iddia ettiği ziynetlerin açıklattırılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının ve kadın yaranına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden ise erkeğin tüm ve kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, davacı kadının işitark nafakası ve manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına 35.000,00TL manevî tazminata, ziynet alacağı davası yönünden ise erkek vekili tarafından sunulan dilekçede üç adet eski tarihli çeyrek altının farklı tarihlerde bozdurulduğu, ortak çocuğun beşik, bebek arabası gibi ihtiyaçlarında kullanıldığı, söz konusu ziynetlerin davacının rızası ile iade şartı olmaksızın bozdurulduğu yönünde açıklama yapıldığı, erkeğin açıklama beyanı, dosya kapsamı dikkate alındığında, üç adet çeyrek altının, kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiğinin ve kadının diğer ziynetlere ilişkin iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmakla, kadının ziynet alacağına yönelik istinafının reddine, erkeğin, ziynet alacağına yönelik istinafının kısmen kabulüne, üç adet çeyrek altının davacı kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde üç adet çeyrek altının bedeli olan 774,00 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olmak üzere karar verlimiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının günümüz koşullarına göre çok düşük kaldığını, erkeğin kazancının yüksek olmasına rağmen gizlediğini, erkeğin abisi üzerine kayıtlı şirkette sigortalı çalışan olarak görünmesine karşın aslında şirketin ortağı olduğunu, dava açıldıktan sonra üzerine kayıtlı olan taşınmazın yarı hissesini annesi üzerine devrettiğini, erkeğin kusurlu olduğunu, hükmedilen manevî tazminatın düşük olduğunu, ziynet alacağı davasında ispat yükünün yer değiştirdiğini, erkeğin ihtiyaç duyulduğunda harcandığını beyan ettiğini, aldığı ziynetlerin iade edildiğini ya da iade edilmemek üzere aldığını ispat etmesi gerektiğini, hükmedilen kısmın miktarının düşük olduğunu, ayrıca ziynet alacağının reddedilen kısmı üzerinden aleyhe hükmedilen vekâlet ücretinin lehe hükmedilen vekâlet ücretinden fazla olamayacağını belirterek iştirak nafakası ve manevî tazminatın miktarı, kusur, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı ve buna ilişkin vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle, ziynet alacağı davasının tümden reddi gerektiğini, erkeğin ekonomik durumuna göre hükmedilen iştirak nafakasının fahiş olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, hükmedilen manevî tazminatın da kaldırılması gerektiğini belirterek iştirak nafakası ve manevî tazminat, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci maddeleri, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.