"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1511 E., 2023/289 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/51 E., 2021/37 K.
Taraflar arasındaki kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacının istinaf başvurusu da kısmen kabul edilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının, maddî tazminatın kabulü koşulları ile kusur belirlemesine yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz isteminin bu yönlerden reddine karar vermek gerekir.
Davalı vekilinin reddedilen dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; daha önce 2007 yılında boşanıp, 2016 yılında yeniden evlendiklerini, erkeğin kadına zaman zaman krediler çektirdiğini, zaman zaman kenarda biriken parasını borç olarak aldığını ve geri ödemediğini, hakaret ettiğini, evi terk etmesini, kendisini evde istemediğini dile getirdiğini, evden gitmeyeceğini söylediğinde de kolundan tutup evin dışına atmaya çalıştığını, sürekli olarak çocukları önünde hakaret ettiğini, ailesi sürekli olarak kadın hakkında erkeğe kötü sözler söylediğini, çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenmediğini, senin miden çok geniş ne yaptığın belli değil demek sureti ile namus ve haysiyetsizlik ile çocuklarının önünde suçladığını, ortak evin geçimi için ve çocukların ihtiyaçları için destek olmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının nasıl adamsın, sen adam değilsin şeklindeki sözlerle hakaret ettiğini, kadının kazandığı parayı sadece kendi kişisel ihtiyacı için kullanıldığını, eve katkısının olmadığını ileri sürerek boşanmayı kabul ettiğini, kadının taleplerinin reddine, velayetin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, erkek yararına faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat ve erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin manevî tazminat talebinin reddi gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadının manevî tazminata hükmedilmesinin gerektiği; paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat az olduğu; dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına kesinleşmeden itibaren yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 550,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının yüksek olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına yoksulluk nafakası ve manevî tazminata hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi ve 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi ile maddî tazminata hükmedilme koşullarına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.