Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4842 E. 2024/1600 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, manevi tazminat miktarı ve nafaka miktarlarının yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, dinlenen tanık beyanları ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasındaki kusur durumunu değerlendirerek verdiği boşanma, velayet, nafaka ve manevi tazminat kararının, usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz talebi reddedilerek bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/330 E., 2023/417 K.

DAVA TARİHİ : 19.08.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/61 E., 2021/49 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı dava dilekçesinde davalının kendisine karşı saygısız ve aşırı sevgisiz olduğunu, paraya aşırı derecede değer veren, sudan sebeplerle kavga çıkaran geçimsiz biri olduğunu, her tartışmadan "önce çocukları sonra seni öldüreceğim ardından da kendimi öldüreceğim" diyerek kendisine hapis hayatı yaşattığını, kendisini kimse ile görüştürmediğini, çocuklarına sürekli "piç" diyerek çocukların kendisinden olmadığını iddia ettiğini, kayın validesinin de aynı iddiada bulunduğunu, kendisinin hastalandığında hastaneye dahi götürülmediğini, fiziksel saldırıya maruz kaldığını, evde mahsur bırakıldığını, jandarma eşliğinde müşterek konuttan ayrıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, çocukların masrafının karşılanmasını ve mahkemenin uygun göreceği manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Ön inceleme duruşmasında davacıdan talebini açıklaması istenmesi üzerine; davacı vekili 16.09.2020 tarihli beyan dilekçesinde tarafların boşanmalarına karar verilmesini, çocukların velâyetinin davacıya verilmesini, çocuklar için toplam 1500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini ,davacı lehine 1500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini kararın kesinleşmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 50.000,00 TL manevî tazminat ve 100.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde Malatya Aile Mahkemelerinin yetkili olması sebebi ile yetki itirazında bulunduğu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının geçimsiz olduğunu, davacının evden jandarma eşliğinde çıkmasının kendisini haksız çıkarmak için yapıldığını, kendisini o sırada işte olduğunu, davacının evin ve çocukların bakımı ile ilgilenmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ön inceleme duruşmasında davacı vekiline netice-i talebindeki manevî tazminatın miktarının açıklanması hususu istenilmiş, taraf vekilince süre talep edilmiş, iki haftalık kesin süre içerisinde davacı vekilince talep edilen manevî tazminatın miktarı 50.000,00 TL olarak bildirilmiş, bunlara ek olarak 100.000,00 TL maddî tazminat, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocukların velâyeti ve çocuklar için toplam 1.500,00 TL iştirak nafakası talep edildiği, davacı vekilince dilekçeler teatisi sonrasında ön inceleme tamamlandıktan sonra netice-i talepleri artırılarak yoksulluk ve maddî tazminat talep edilmiş olduğu anlaşılmakla yasal süreden sonra yapılan taleplerin reddine karar verildiği, diğer talepler olan boşanma, velâyet, iştirak nafakası ve 50.000 TL manevî tazminat talebi yönünden yapılan yargılamada; dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından davalının davacıyı kendisini ve çocuklarını öldürmekle tehdit ettiği, çocuklara ve davacıya şiddet uyguladığı, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarında tarafların evliliklerine dair görgüye dayalı ve kusur belirlemesine konu beyanlarının bulunmadığı, sadece davalı tanığı ...K'nın beyanlarında davacının davalıya hakaret ettiği ve kavga çıkardığı beyanlarında bulunmuş ise de bu iddiaların hepsinin tarafların evlendikleri ilk zamanlara ilişkin olduğu, tarafların boşanma kararı vermelerine sebep olan olaylardan sonraya dair bir görgüsünün bulunmadığı, son zamanlarda sadece yılda 20-25 gün taraflarda kaldığını beyan ettiği hususları da dikkate alınarak davalı tanığı ...K'nın beyanlarına kusur belirlenmesi konusunda itibar edilmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu ve sarsılmasında davalının kusurlu eylemleri ile sebebiyet vermiş olduğu gerekçesi ile davalının evlilik birliğinin sona ermesinde ağır kusurlu olduğunun kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği, buna göre kusurlu olarak kabul edilen davalı aleyhine manevî tazminata, çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesine, çocuklar lehine 300,00'er TL iştirak nafakasına, davacı lehine 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kadının yoksulluk nafakası ve maddî tazminat taleplerinin usulünce talep edilmemesi sebebiyle reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece tanıkları ...K'nın beyanlarının sağlıklı bir biçimde değerlendirilmediğini, tanığın taraflarla birlikte yaşadığını ve davacının evi terk etme anına kadar olan olaylara şahit olduğunu, davacı tanıkları olan ortak çocukların beyanlarının hükme esas alınmasının doğru olmadığını, annelerinden duyduklarını beyan ettiklerini, kusurlu olanın davacı olduğunu, davacı lehine manevî tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, nafaka miktarlarının müvekkilinin maaşının yarısı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan inceleme sonucu; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin maddî gerçeğe uygun ve yerinde olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına karar verilmesi ve miktarı hakkaniyete uygun olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların ihtiyaçları, davacı kadının kişilik haklarının ihlal edilmesi karşısında ortak çocuklar lehine iştirak nafakası, davacı kadın lehine manevî tazminata karar verilmesinin yerinde olduğu gibi, miktarlarının da hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf itirazlarını tekrarla kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminata hükmedilme koşulları gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile tedbir ve iştirak nafakalarının miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.