"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/513 E., 2023/1094 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 10.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, hakaret ettiğini, müvekkilinin boşanmak istemediğini, erkeğin, kadını çocuğu ile birlikte babaevine bıraktığını, ilgilenmediğini bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda ev işleri ile ilgilenmeyen, sürekli sorun çıkaran, tedaviye gitmeyen kadının boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, 700,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, davalı kadın için dava tarihinden geçerli olmak üzere bağlanan aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 100,00 TL artırımla aylık 1.100,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına,davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2022 tarihli ve 2022/1260 Esas, 2022/1871 Karar sayılı kararında; Mahkemece, davalı kadının cevap dilekçesinde "eşini sevdiğini" beyan etmesi ve davalı tanıklarının da ifadelerinde davalının davacıyı halen sevdiğini beyan etmeleri karşısında kadının önceki olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiğinden bahisle erkeğe kusur yüklenmemiş ise de; kadının eşini sevdiğini söylemesi af anlamına gelmediği, erkeğe kusur yüklenmemesinin doğru olmadığı, bu durumda kusur dağılımına ilişkin gerekçesinin "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda ev işleri ile ilgilenmeyen, sürekli sorun çıkaran, tedaviye gitmeyen kadının hafif, kadını Samsun'a baba evine bırakıp daha sonra kadınla ve çocuğu ile ilgilenmeyen ve mağdur eden erkeğin ağır kusurlu olduğu" şeklinde düzeltilmesinin gerektiği, davalı kadının istinaf isteminin açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulüyle, kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 26.12.2022 tarihli ve 2022/8364 Esas, 2022/10757 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gözetilmeden davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışındaki temyize konu diğer hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; tüm dosya kapsamı, kesinleşen hususlar, Yargıtay bozma ilamı, dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller dikkate alındığında bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, uyulan ilam doğrultusunda, kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul edilen boşanma davası ve kusur belirlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kusur belirlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...