Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4885 E. 2024/1698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasına birleştirilen velayet ve kişisel ilişki tesisi davasında, velayet düzenlemesi, manevi tazminat miktarı ve nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, taraf vekillerinin temyiz sebeplerinin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/266 E., 2023/902 K.

DAVA TARİHİ : 26.03.2020-25.12.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/123 E., 2022/296 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen geçici velâyet olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ile birleştirilen davaya cevap dilekçelerinde; erkeğin, ailesi ile ilgilenmediğini, saygı göstermediğini, müvekkiline sürekli cinsel ve fiziksel şiddet uyguladığını ve tehdit ettiğini, evli bir kadınla aldattığını, müvekkilinin ortak iki çocuğu ile kadın sığınma evine yerleşmek zorunda kaldığını, erkeğin amacının çocukları görmek olmadığını, müvekkilini çocuklar il istediğini gibi tehdit etmek için talepte bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, müvekkili lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakası ile 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin birleştirilen davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek cevap dilekçesinde; eşinin iddialarını kabul etmediğini, eşinin köyde yaşamak istemediği için şehre taşındıklarını, ancak eşinin çevreyi beğenmediğini, psikolojik baskı yaptığını, istekelri yerine gelmeyince tehdit ederek evden kaçtığını, en son yedi yaşındaki ortak ocukları İrem'i evde yalnız bırakarak evi terk ettiğini, yanındaki çocukları göstermediğini beyanla çocukların velâyetinin kendisine bırakılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleştirilen dava dilekçesinde; kadının iki ortak çocuğu yanına alarak evi terk edip kadın sığınma evine yerleştiğini, çocukları müvekkiline göstermediği gibi eğitimlerini engellediğini beyanla çocuklarının kadından alınarak müvekkiline verilmesine, mümkün olmaması halinde müvekkili ile çocukları arasında kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı... isimli kadını evine bırakmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, sosyal inceleme raporu, çocuk İrem'in fiili ayrılık süresince babası ile birlikte yaşıyor olsa da yaşı sebebiyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyacak çağda olması, çocuğun beyan alınırken duygusallaştığı, kardeşlerine özlem içerisinde olduğu, talebinin, kendisini bıraktığını düşünen anneye tepki niteliğinde olduğunun değerlendirildiği ve kardeşlerin birbirlerine özlem duydukları, bir arada büyümelerinin önemi dikkate alınarak çocukların yüksek yararları gereğince velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar Elif ve Hamza lehine ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, geçici velâyet ve kişisel ilişki hususunda verilen ara kararların dava süresince aynen devamına karar verilmiş, davacı-davalı kadın vekilinin talebi üzerine Mahkemece 16.06.2022 tarihli ek karar ile, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süresi, tazminata esas olan fiillerin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları dikkate alınmak suretiyle talebin kısmen kabulü ile kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, asıl dava ve birleşen dava yönünden her iki davanın davacısı yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; birleştirilen davanın kabulü, kişisel ilişki düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı, ortak çocuk İrem Nur lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi, ortak çocuklar lehine iştirak nafakası ile kadın lehine maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili, ek kararının hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ek karar ile kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriği ve dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ortak çocuk İrem Nur'un yargılama aşamasında babanın yanında olduğu, kadının dilekçeler aşamasında usulüne uygun şekilde iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat istemi olmadığının anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; birleştirilen davanın kabulü, kişisel ilişki düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı, ortak çocuk İrem Nur lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi, ortak çocuklar lehine iştirak nafakası ile kadın lehine maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, tamamlama kararının hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan geçici velâyet olmadığı takdirde ortak çocuklar ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik birleştirilen davanın kişisel ilişki yönünden kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine manevî tazminat yönünden verilen tamamlama kararının usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın lehine manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk İrem Nur lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği, usulune uygun talep olmadığına göre ortak çocuklar lehine iştirak nafakası ile kadın lehine yoksulluk nafakası ve maddî tazminat verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 181 inci, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı madddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Aynur'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Yakup'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.