Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4886 E. 2024/1949 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davalarının birleştirilmesi gerekip gerekmediği, boşanma, velayet, nafaka ve kusur belirlemesine ilişkin hükümlerin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadın tarafından zina sebebiyle açılan boşanma davası ile davacı erkeğin açtığı boşanma davası arasında bağlantı bulunduğu, davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3779 E., 2023/473 K.

DAVA TARİHİ : 13.07.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/508 E., 2022/703 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının öfke kontrolünün olmadığını, aşırı kıskanç olduğunu, müvekkilini devamlı olarak eleştirdiğini, maddî olarak yetersizlikle suçladığını, müvekkiline ve çocuğuna gerekli özeni göstermediğini, küfür ve hakaret ettiğini, kötü muamelede bulunduğunu, müvekkilini eve almadığı gibi evin kapılarını kilitleyerek evden çamaşır bile almasına da müsaade etmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabul ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, davacının işten çıkınca eve gece iki, üç gibi geldiğini, müvekkilinin küçük kızı ile yalnız kaldığında korktuğunu, müvekkilinin uyarmasına rağmen önem vermediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını ve çocuğun odasında kaldığını, sosyal ortamlarda müvekkiline "sen bilmezsin - sen anlamazsın - sen böylesin" şeklinde küçültücü beyanlarda bulunduğunu, güven sarsıcı eylemleri olduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin eşini seven her kadın kadar kıskanç gösterdiğini, bunun da son derece doğal bir davranış olduğunu beyanla davanın reddine, ortak çocuk lehine 750,00 TL tedbir ve iştira nafakası ile müvekkili lehine 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kapıyı kilitleyerek eşini eve almayan, aşırı kıskanç davranışlar sergileyen, eşini sürekli başkalarıyla kıyaslayan davalının boşanmaya yol açan olaylarda ağır kusurlu, eşini evde yalnız bırakan ve eşini umursamaz davranışlar sergileyen davacının boşanmaya yol açan olaylarda az kusurlu olduğu, tarafların evliliklerinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflarda beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, sosyal inceleme raporu da dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından birlikte karşılanması gerektiğinden çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine tedbir nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine hükmedilen aylık 500 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile 750,00 TL ye artırılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davalı lehine 400,00 tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davalı lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davalı lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davalı kadın vekili, davacı erkeğe karşı zina sebebiyle boşanma davası açtıklarını ve davaların birlikte görülmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davası ile davalı kadın tarafından açıldığı belirtilen boşanma davasının birleştirilmesinde hukuki yarar olup olmadığı, davacı erkeğin davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davalı lehine tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu madddesi; 6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî ve manevî tazminat, velâyet düzenlemesi ve yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür.

2.Davacı erkek tarafından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ise, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı kadın, temyiz dilekçesinde, Samsun 2. Aile Mahkemesinin 2023/169 Esas sayılı dosya ile davacı erkek hakkında zina sebebiyle boşanma davası açmış olduğunu, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini beyan ettiğine ve davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, eldeki dava ile davalı kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Taraf vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkamemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.