"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/439 E., 2023/761 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/217 E., 2022/241 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından boşanma hükmü dışında kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile miktarları, kabul edilen ziynet alacağı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından; ziynet alacağı dışında tüm yönlerden temyiz ettiklerini belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kadın lehine hükmedilen nafaka, maddî ve manevî tazminat ile miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, asıl boşanma davasının kabulü, karşı boşanma davasının reddi, kadın yararına kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin olarak verilen hüküm taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı- karşı davacı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı erkek vekilinin diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına kötü sözler söyleyip, hakaretler ettiğini, sıklıkla sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, telefonunu ısrarla sakladığını, erkeğin THY'dan hayatında olan kişi adına, kendi kredi kartı üzerinden uçak biletleri de aldığı, iki gece yaylada ... Evleri adlı yerde kaldığını, halihazırda kullandığı hattın yanında, E.isimli kadınla görüşmek için başka bir hat aldığını, erkeğin internet üzerinden ve bilgisayar ortamında hep şiddet içerikli yayınları takip ederek erer evlatlarının bunları izlemesini sağladığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı taktirde şimdilik 1.000,00 TL bedelin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili 19.08.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dosyaya ibraz edilen 04.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda, dava tarihi itibarı ile hesaplamalar yapılmış olup dosya kapsamı, tanık beyanlarına yönelik olarak kadının alacağı olan 22 ayar 6 adet bilezik ve 1 adet set takımının değerinin 73.950,00 TL olarak tespit edildiğini, bu sebeple talep miktarını bu meblağa yükselttiklerini ve eksik harcı tamamladıklarını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, kadının kendi maaşını kazanmaya başladıktan sonra erkeğe karşı saygı duymamaya, küçümsemeye başladığını, erkek eşiyle birlikte olmak istediğinde kadının çoğu zaman reddettiğini, kadının erkeği başka erkeklerle kıyasladığını, erkeğin ailesini istemediğini ve güler yüz göstermediğini, hakaretler ettiğini, lüks ve pahalı alışverişler yaptığını, kadının evin ortak giderlerine katkı sağlamadığını, söz konusu düğün ve nişan takılarının evlilik birliği devam ederken tarafların ortak iradesi ve evlilik birliğinin ihtiyaçları doğrultusunda harcandığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarih ve 2020/352 Esas, 2021/776 Karar sayılı kararı ile; dilenilen tanık beyanlarından erkeğin kadını başka bir kadın ile aldattığı, bu olayın öğrenilmesi sonucunda kadının erkeğe bir şans daha verdiği, bu durumunun af niteliğinde olduğu, ancak daha sonrasında erkeğin bu hareketine devam ettiğinin tanık beyanlarından anlaşılmakta olduğu, erkek vekilinin cevap dilekçesinde dosya kapsamında sunulan yazışmalar ve belgeleri inkar etmediği sadece Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2013/19577 Esas, 2014/1926 Karar sayılı ilamına atıf yaparak yan deliller ile desteklenmesi gerektiğini beyan ettiği, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal edici davranış içerisinde bulunduğunun dosya kapsamında ispatlandığı, dinlenilen erkek tanıklarının beyanlarının duyuma ilişkin olduğu anlaşıldığından tanık beyanlarına itibar edilmediği, erkeğin kadını başka kadınlarla ile aldatması ve bu hususun dosya kapsamından anlaşılması nedeni ile erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına ise dosya kapsamında atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, kadın ziynetlerin varlığını kanıtlamış ise de ziynet eşyalarının zorla elinden çıktığını ispatlayamadığı gerekçesi ile açılan asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ortak çocuk ... için talep ettiği iştirak nafakası talebi yönünden ...'nin reşit olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'in velâyeti babaya verildiğinden ... yönünden talep edilen iştirak nafakası talebinin reddine, kadının ziynet alacağı isteminin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından velâyet, maddî ve manevî tazminat miktarları, iştirak nafakası ile ziynet eşya alacağının reddi yönünden, davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, maddî ve manevî tazminat ile miktarları ile nafaka ve miktarları yönnden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 26.04.2022 tarih ve 2022/1154 Esas, 2022/1624 Karar sayılı kararı ile kadının ziynet eşyasının koca tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altında olduğu, ne var ki koca altınların evlilik birliği içerisinde tarafların ortak iradeleri ile birlik ihtiyaçları doğrultusunda harcandığını iddia ettiğinden ispat yükünü üzerine aldığı, bu durumda, ziynet eşyalarının geri alınmamak üzere kadının rızası ile harcandığının koca tarafından ispatlanması gerektiği, koca, ziynet eşyasının kadın tarafından kendisine iade edilmemek üzere verildiğini ve harcandığını incelenen delillerle ispatlayamamış ise de, koca yemin deliline dayandığından kendisine, karşı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak gerçekleşecek sonucu uyarınca ziynet eşyaları yönünden bir karar verilmesi gerektiği, ortak çocuk lehine iştirak nafakası takdir edilip edilmediği hususunda gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu, ayrıca boşanmanın eki talepler yönünden tarafların ekonomik ve sosyal durum tespitleri gerekli olup bu hususta mahkemece müzekkere yazıldığı halde müzekkere cevaplarının dosya içeresinde yer almadığı gerekçesi ile; tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile esası incelenmeksizin kararın istinaf edilmeyerek kesinleşen kısımları hariç olmak üzere kaldırılarak, eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere tarafların daha önce aralarında geçen vakıaları affedip barışmış oldukları ve 2020 Ağustos ayına kadar birlikte yaşadıkları, affeden tarafın dava hakkı olmadığı, bununla beraber tanık beyanları ve dosya kapsamından anlaşılacağı üzere kadın son aldatma olayından sonra müşterek konutu terk ettiğine göre işbu vakayı affetmediği, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının sabit olduğu, davanın 2020 yılı 19 Ağustosta açılmış olup tarafların ayrılma tarihinden iş bu dava ve karşı dava tarihine kadar başkaca kusurlarının da ispatlanabilmiş olmadığı, erkeğin kadını başka kadınlarla ile aldatması ve bu hususun dosya kapsamından anlaşılması nedeni ile tam kusurlu olduğu, kadına ise dosya kapsamında atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, erkeğin, ziynet eşyasının kadın tarafından kendisine iade edilmemek üzere verildiğini ve harcandığını incelenen delillerle ispatlayamadığı, yemin deliline dayandığından kendisine, karşı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatıldığı, kadının duruşmaya gelerek usulüne uygun bir şekilde yemini eda ettiği, bu halde davanın ispatlanmış sayıldığı gerekçesi ile; asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, ortak çocuk ...'ın velâyeti babaya verildiğinden iştirak nafakası isteminin reddine, kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin kabulü ile 1 adet 22 ayar 50 gram altın set takımı ile 6 adet 22 ayar (her biri 20'şer gramdan) bileziğin erkekten alınarak kadına aynen iadesine; aynen iadesinin mümkün olmadığı halde 1.000,00 TL'si dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi, 72.950,00 TL'sine ıslah tarihi olan 19.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber olmak üzere 73.950,00 TL'nin erkekten alınarak kadına kadına verilmesine, karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını ispatlayamadığını belirterek boşanma hükmü dışında kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile miktarları, kabul edilen ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; davalı- karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca kararı ziynet alacağı dışında tüm yönlerden temyiz ettiklerini belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kadın lehine hükmedilen nafaka, maddî ve manevî tazminat ile miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun'un) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 182 nci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı- karşı davacı erkek vekilinin asıl boşanma davasının kabulü, karşı boşanma davasının reddi, kadın yararına kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...