Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4896 E. 2024/3385 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının uygunluğu ve çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3300 E., 2023/273 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/301 E., 2022/561 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek asıl dava dilekçesinde; taraflar arasındaki ilk ciddi tartışmanın kadının erkeğin birikimlerini kadının babasına vererek babası ile iş yapmasını talep etmesi ve erkeğin de bu talebi reddetmesi ile başladığını, tartışmanın etkilerinin bugüne kadar sürdüğünü, bu tartışmanın yaşandığı süreçte kadının ziynet eşyalarını habersizce babasına verdiğini ve erkek istediğinde veremem dediğini, kadının türlü bahaneler ile erkeğin köyüne hiç gitmediğini, ortak konuta da kendi ailesi dışında misafir kabul etmediğini, çevreye erkeğe karalayıcı ve iftira niteliğinde beyanlarda bulunduğunu, kadının kendi ailesinin mal varlığından söz ederek erkeği sürekli aşağılayıp küçümsediğini, erkeğin rızası olmamasına rağmen kadının ve çocukların erkeğin evde olmadığı zamanda kadının babasının bağına gidip çalıştığını, kadının erkeğin anne ve babasını sürekli küçümseyip aşağıladığını, erkeğin annesi ile sebepsiz yere tartışarak hakaretler edip evden kovduğunu, kadının ortak çocuklara karşı sürekli fiziksel şiddet kullandığını, çocuklarla ilgilenmeyip sorumsuz davrandığını, erkeğe sürekli sinkaflı sözlerle hakaret ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, en küçük olayda erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, çocukları annelerine karşı doldurduğunu, başka kadınlarla gezip tozduğunu ve günlerce eve uğramadığını, evdeyken sürekli telefon ile görüşmeler yaptığını, evini ihmal ettiğini, ölümle tehdit ettiğini, kadına baskı uygulayarak işini bıraktırdığını, aldığı otomobile kadını hiç bindirmediğini, kadının en son uyguladığı şiddet nedeniyle uzaklaştırma kararı aldığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına yalık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşinin ailesi ve yakınlarını müşterek konutta ağırlamak istemediği, geldiklerinde soğuk davrandığı, eve gelen kayınvalidesini yatılı ağırlamak istemediğini açıkça beyan ettiği, köylerine giden eşi ve ailesine eşlik etmek istemeyerek birlikte zaman geçirmekten kaçındığı, kök ailesinin maddi durumu iyi olan kadının ailesinin malvarlığı ile övünüp eşinin ailesini mali konularda aşağıladığı, gerçeğe aykırı şekilde eşinin kardeşi ...'ye arsa almak için para verdiğine dair beyanda bulunmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kayınvalidesine sesini yükseltmek suretiyle saygı sınırını aştığı; erkeğin ise üçüncü şahısların yanında eşini azarlayarak konuştuğu, eşine hakaret, küfür ve aşağılama içerikli sözler sarf ettiği, şiddet uyguladığı, ortak çocukları annelerine karşı kışkırttığı, eşinin çalışmasına müsaade etmediği, kullanımında olan arabaya eşini bindirmediği, herkesin görebileceği alanlarla başka bir kadınla gezmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bahsi geçen kadınla ilişki yaşamaya başladıktan sonra evini ihmal edip geç saatlerde geldiği, tarafların bir müddettir ayrı yaşadıkları ayrı yaşanılan süreçte eşinin maddi ihtiyaçlarını karşılamadığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın reddi gerektiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurlu olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların haksız olduğunu, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine rağmen iştirak nafakasına hükmedilmediğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönündenistinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara yüklenen kusurların sabit olduğu, bu kusurlar dışında çocuklara şiddet uygulama vakıasının da kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu durumda da erkeğin yine ağır ve kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulüyle kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakasına, 60.000,00TL maddî ve 60.000,00TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarının artırılmasının haksız olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.