"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/420 E., 2023/929 K.
DAVA TARİHİ : 15.04.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/276 E., 2022/905 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına şiddet uyguladığını, alkol ve uyuşturucu madde kullandığını, bu hususta her ne kadar tedavi görse de bağımlılıktan kurtulamadığını, hakaret ettiğini, kazancını parayı alkole harcadığını, evin geçimine hiçbir katkıda bulunmadığını, son olarak erkeğin kadına şiddet uyguladığını ve kadının kadın sığınma evine yerleştiğini iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(4721 sayılı Kanun)'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı, davalı duruşmada alınan beyanında boşanmak istemediğini ve davanın reddini beyan ettiği, davacı tanıklarının dinlendiği, dinlenen tanık beyanlarından davalı kocanın biraz savruk olduğu, alkol bağımlılığından tedavi gördüğünün anlaşıldığı, dinlenen tanık S. A. alınan beyanında "... Davacı, ... ile evlenmeden önce sevgilisi olan kişi ile kaçmıştır, çocuklarını burada bırakmıştır. ... eşini sevdiği için eşinin peşine düştüğünde davacının sevgilisi olan kişi ...'a davacının çıplak resimlerini göndererek bizim peşimize düşmeyin biz davacı ile karı koca olduk diyerek mesaj göndermiştir..." şekilde beyanda bulunmuş ise de davalı erkek cevap dilekçesi sunmadığından bu vakıaların davacı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tanık beyanlarının bir kısmının duyuma dayalı ve soyut beyanları olduğu, soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine, yasal koşulları oluşmadığından davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın kusurlu olup davanın kabulü kararının yerinde olmadığını, davalı tarafça hazır edilen çocukların Mahkemece dinlenmediğini, erkeğin aldatılmasına rağmen evlilik birliğini devam ettirmek istediğini ve eşini sevdiğini beyan ettiğini belirterek, kusur belirlemesi ve boşanma davasının kabulü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi ve boşanma davasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafça açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, davanın kabulünün yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması geuygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.