"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/5 E., 2023/877 K.
DAVA TARİHİ : 07.01.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/10 E., 2021/615 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtay'a aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının yaptığı temizliği dair beğenmediğini, küçümsediğini, hakaret ettiğini, erkeğin daha önceden iki kez evlendiğini bildiğini ama aslında dört kez evlendiğini, evlendikten sonra öğrendiğini, kadın hasta olduğu zamanlarda hastaneye götürmediğini, kadından ve ailesinden sürekli para istediğini, erkeğin kumar ve alkol kullanan biri olduğunu, müşterek eve sarhoş olarak geldiğini, "senin de suyun ısındı, senin de sonun " geldi şeklinde cümleler kullandığını, mutfağın resmini çekip kadının eve bakmadığını, bulaşıkları yıkamadığını, etrafındaki insanlara davacının çamaşırları yıkamadığı için kirli çorapları giydiğini söylediğini, erkeğin evin temel ihtiyaçlarını karşılamadığını, evi terk ettiğini iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(4721 sayılı Kanun)'nun 166 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı taktirde şimdilik 1.000,00 TL 'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek dava dilekçesinin 10.02.2020 tarihinden tebliğinden itibaren yasal cevap süresinden sonra 25.02.2020 tarihinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların asılsız olduğunu, rahatsız olduğu için çalışmadığını, evde huzursuzluk çıkaran kişinin kadının kendisi olduğunu, erkeğin annesini evden kovduğunu, aralarında tartışma olmadan kadının evi terk ettiğini, kadını aradığında "gelmeyeceğim, artık senin fakirliğini çekemem " şeklinde cümleler söylediğini, müşterek çocuğu erkeğe göstermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı erkeğin davacı kadına defaatle fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadının akrabalarına davacı kadının yaptığı yemekleri ve ev işini beğenmediğini beyan ettiği, kadına ve ailesine yönelik "siz kürtsünüz, teröristsiniz, PKK'lısınız" diyerek hakaret ettiği, davacı kadını ailesinin evine göndermek üzere yol ortasında bıraktığı, bu suretle terke zorladığı, davacı kadının aile bireylerine "bana para vermezseniz bacınıza bakmam, dışarıya atarım" diyerek onlardan para istediği, davacı kadının hamilelik sürecinde ve hastalandığında ilgilenmediği, ona hiç eşlik etmediği ve "sağlık ocağına git" dediği, olayların akışı karşısında davalının tam kusurlu eylemleriyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davacının kusursuz olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynet alacağı isteminin tefrikine ve ayrı esasa kaydına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuk ve kadın yararına hükmolunan nafakalar ile tazminatların miktarlarının talepleri doğrultusunda arttırılması gerektiğini belirterek kabul edilen iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; bu evlilikte kusurunun olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmolunan nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekili ile davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kabul edilen nafaka miktarları ve tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kabul edilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329 uncu maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi gereğince daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin adli yardım talebinin KABULÜNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile maddî tazminat miktarı yönünden KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile maddî tazminat miktarı yönlerinden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
4.Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.