Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4934 E. 2024/3379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin fiziksel şiddet uygulamasının sabit olması ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşılması, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ve usul/yasaya uygunluk gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2061 E., 2023/830 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/562 E., 2021/491 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın asıl dava dilekçesinde; evlendiğinden beri mutlu olamadığını, erkeğin her günü zehir ettiğini, en küçük olayda bağırıp çağırdığını, iftirada bulunduğunu, herkesin duyacağı şekilde hakaret ettiğini, önüne gelen erkeğe telefon numarasını verdiğini, saçından tutup evin dışına kadar sürüklediğini, eşlik görevlerini yerine getirmediğini, sorumsuz olduğunu, fikirlerine saygı duymadığını, sık sık fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuğa da fiziksel şiddet uyguladığını ve yurda vermeye kalktığını, evde sürekli televizyona ya da internete baktığını, hiç dışarı çıkmadığını, çıksa bile hemen geldiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, en son 2020 yılı Temmuz ayında darp ettiğini ve şikayette bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın yılda bir kez %25 oranında artırılmasına, kendisi yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın yılda bir kez %25 oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacı kadın ile ilk evlendiklerinde erkeğin eski eşi ile aralarında boşanma davasının devam etmekte olduğunu, bu boşanma sürecinde dahi sürekli kadının yanında olduğunu, kadının "beni seviyorsan ailenden vazgeçeceksin" demesi üzerine kadına olan sevgisi uğruna ailesinden vazgeçtiğini, hatta 2018 yılında vefat eden kendi annesinin cenazesine bile katılmadığını, kadının yoğun ısrarı ile ilk evlilikten olan oğlu ile de ilgilenmediğini, kadına olan sevgisi uğruna annesinden ve oğlundan vazgeçtiğini, kadın ne isterse onu yaptığını, kadının erkeğin engelli olmasından yararlanarak ve çocukları da doldurarak ardı arkası kesilmeyen isteklerde bulunduğunu, kadının maddî isteklerini karşılamak adına birçok işte çalıştığını, uzaklaştırma kararı nedeniyle canından çok sevdiği kadına ve çocuklarına yaklaşamadığını, kadının çocukları göstermek istemediğini ve şikayet edeceğini söylediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tanık deliline dayanmadığından tanık beyanların hükme esas alınmadığı, erkeğin ceza yargılaması ile sabit olduğu üzere kadını darp ettiği; kadının ise fiili ayrılık döneminde ortak çocukları göstermediği, erkeğin ilk eşinden olan çocuk ile görüşmesini istemediği, mevcut duruma göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkeğin ceza yargılamasında kadını tehdit ettiği anlaşılmış ise de kadının tehdit vakıasına dayanmadığı, erkeğin tanıkların kadının erkeği aşağıladığını belirtmiş ise de erkeğin aşağılama vakıasına dayanmadığı, erkeğin kadının çocukları erkeğe karşı kötülediği, aşırı maddî taleplerinin olduğu, kök ailesi ile görüşmesine müsaade etmediği kusurlarının ise ispatlanamadığından kadına kusur olarak yüklenmediği, alınan uzman raporu ve çocukların tercihleri değerlendirildiğinde velâyetlerin anneye verilmesi ve babanın düzenli bir konut durumu olmaması nedeniyle ortak çocuklar ile baba arasında yatısız kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile yatısız kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 150.00 TL tedbir ve 200,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 15.000,00 TL maddî 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusuruna göre hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu, kadının dinlenen tanık beyanlarının hükme esas alınmaması ve kalan tanığının dinlenmemesinin hatalı olduğunu, erkeğin tanık beyanları gözetildiğinde kusurlu olduğunu, çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının az olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, dinlenen tanık beyanlarına göre kadının ağır kusurlu olduğu, kadının iddialarını ispat edememesine rağmen davanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatların haksız olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurun gerçekleştiği, erkeğin fiziksel şiddetinin devamlılık arz ettiği, erkeğin bu kusuru dışında kadına sürekli hakaret ve sinkaflı sözlerle küfretme, ortak çocuğa şiddet uygulayıp çocuğu yurda vermekle tehdit etme, kadına sadakatsizliğe dair ithamlarda bulunma kusurlarını da işlediği, erkeğin cevap dilekçesi ile esasa ilişkin beyan dilekçesinde eşine karşı sevgisi uğruna ailesinden vazgeçtiğini, eşini ve çocuklarını sevdiğini, boşanmak istemediğini, evliliğin devamını istediğini belirttiği, bu durumda kadın aleyhine ileri sürdüğü vakıaların erkek açısından evlilik birliğini temelinden sarstığının kabulüne imkan bulunmadığı, kadına kusur yüklenmesinin izah edilen nedenden ötürü hatalı olduğu, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarlarına ilişkin istinafının kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250.00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarının az olduğunu belirterek hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı,davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka, ortak çocuklar yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığ noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadının dilekçelerinde tanık deliline dayanmaması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesince eklenen kusurların erkeğe yüklenemeyeceğinin, kadının ceza dosyasına delil olarak dayanması nedeniyle erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının ise sabit olduğunun ve erkeğin yinede boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.