"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi.
DAVA TARİHİ : 13.04.2021-06.05.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2019 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, erkeğin ailesi ile görüşmek istemesini istemediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının ve ailesinin erkeğe ve erkeğin ailesine fiziksel şiddet uyguladığı karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, aile içerisinde kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, iftira attığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadının çalışmasını istemediğini, bu sebeple işten ayrılmak zorunda kaldığını, aile içerisinde kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, birlik görevini ihmal ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık beyanları uyarınca tarafların 11.04.2021 tarihinden beri ayrı yaşadıkları ve bu tarihten önceki vakaların kubur belirlemesinde dikkate alınmadığı, asıl dava yönünden yapılan incelemede; erkeğin dinlenen bir kısım tanıklarının beyanlarında geçen vakalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bir kısım tanıkların ise bizzat görgüye dayalı beyanları olmadığı, bu sebeple hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle asıl davanın ispatlanamaması sebebiyle reddine, karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise erkeğin, kazancını kadından ve ortak çocuktan esirgediği, kadının telefonlarına haklı sebep olmadan cevap vermediği, birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, her ne kadar erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmişse de taraflar arasında yaşanan fiziksel şiddet vakasından sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve bu vakanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, alınan sosyal inceleme raporu, anne sevgisine muhtaç olduğu dikkate alındığında ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtilaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı dikkate alındığında kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, dinlenen kadın tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulü ile kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların da hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, fiziksel ve psikolojik şiddet, hakaret vakalarının da erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının ise az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, erkek yönünden 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü şartlarının oluşmadığı, kadın yönünden ise aynı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi ve 174 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin oluştuğu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün ise oluşmadığı, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarının makul olduğu, erkeğin ispatlanan kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine ilişkin karar ile ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesiyle her iki taraf vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle her iki dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davacı-karşı davacı kadın vekili tarafından katılma yoluyla temyiz dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın lehine nafakalara, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarları ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kadının telefonlarına haklı sebep olmadan cevap vermediği, birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği vakalarının ispatlanamadığı, bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminat miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı- karşı davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ahmet'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
179.90 TL İlam H.
179.90 TL Peşin H.
886.80 TL TBH.
(Ahmet)
2-ÖK-KFP-DŞ-AB