"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/565 E., 2021/999 K.
KARAR : Direnme
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı karşı davacı erkeğin kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf taleplerinin esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davalı karşı davacı erkeğin diğer, davacı karşı davalı kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09.03.2021 tarihli ve 2020/6356 Esas, 2021/2048 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın da her iki taraf vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2023 tarihli ve. 2021/2-1024 Esas 2023/169 Karar sayılı ilâmı ile davalı karşı davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulmasına, uyulan kısma yönelik davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini birden fazla kadınla aldattığını, en son aldatma olayı nedeni ile bu konuyu davalı ile konuşurken davalı erkeğin müvekkilini dövdüğünü, ortak konutu terk ettiğini, müvekkilinin ortak çocukla hayatını sürdürmeye çalıştığını, davalı ile birlikte aldıkları iki taşınmazı davalının kendi adına tescil ettirdiğini, en küçük tartışmada müvekkilini sokağa atma tehdidinde bulunduğunu, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk yararına 500,00 TL tedbir-iştirak, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evliliğin ilk yıllarından itibaren davacının aşırı kıskançlığı nedeniyle taraflar arasında geçimsizlik olduğunu, davacı tarafından müvekkilinin eşyalarının sık sık kapı önüne konulduğunu, müvekkilinin davacıyı aldatmadığını, davacının müvekkiline yönelik hakaret ve tehdit eylemlerinde bulunduğunu, evden kovduğunu, gizli ses ve görüntü cihazı yerleştirerek müvekkilini takip ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine ve 30.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2018 tarihli ve 2014/456 Esas, 2018/92 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamı itibariyle evliliğin üçüncü yılından itibaren davalı erkeğin hayatında başka kadınların bulunduğu, bu durumun taraflar arasında geçimsizliğe neden olduğu, tarafların ayrı yaşadıkları, bu nedenlerle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 250,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, erkeğin manevi tazminat talebinin ise yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.06.2020 tarihli ve 2018/1463 Esas, 2020/617 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında görülen ceza davasından birbirlerine karşı şiddet uyguladıkları bunun yanı sıra erkeğin sadakatsiz davrandığı, kadının da erkeğin aracına dinleme cihazı koyarak yaptığı ses kaydı ile erkeği tehdit ederek şantaj yaptığı, yaşanan olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, infazda tereddüt oluşturmamak adına hükmün bütünü ile kaldırılmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle eşit kusurlu olan tarafların davalarının kabulü ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın için dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının erkekten tahsiline, koşulları oluşmadığı için nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin talebin reddine, çocuk için dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, nafakanın karar kesinleştiğinde 400,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, koşulları oluşmadığı için kadının maddi ve manevi tazminat talepleri ile erkeğin manevi tazminat talebinin reddine, davacı karşı davalı kadının tüm, davalı karşı davacı erkeğin diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 09.03.2021 tarihli ve 2020/6356 Esas, 2021/2048 Karar sayılı kararıyla; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı karşı davacı erkek tarafından davacı karşı davalı kadına uygulanan fiziksel şiddetin birden fazla olduğu, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin ve hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığı, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumlarına göre kadının asgari ücretin altındaki gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, davacı karşı davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken bu isteğin reddinin hatalı olduğu gerekçeleri ile kararın belirtilen sebeplerle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmının yoksulluk nafakasına ilişkin (4) nolu bendine uyulmasına; (2) ve (3) nolu bölümlerine ise dosya kapsamında yaralama olayına ilişkin olarak dinlenen tanık ...'un kadının gözünde morluk gördüğüne ilişkin zaman ve yer bilgisi bulunmayan beyanı ile taraflar hakkında ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinde karşılıklı basit yaralama suçu nedeniyle cezalandırılmalarına ilişkin 2014/298 Esas, 2014/238 Karar sayılı ceza dosyası dışında bir bulgunun olmadığı, kadın tarafından tek fiziksel şiddete dayanıldığı, erkek tarafından kadına birden fazla fiziksel şiddet uygulandığına ilişkin bozma ilâmındaki tespitin doğrulanamadığı, bunun yanı sıra erkeğin sadakatsiz davrandığı, kadının da erkeğin aracına dinleme cihazı koyarak yaptığı ses kaydı ile şantaj yaptığı, yaşanan olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşlerin eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle direnme kararı verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin kusur tespiti ve kadın lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin istinaf talebinin esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 8 ve 9 nolu bentlerinin kaldırılmasına, davacı karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile davalı karşı davacı erkeğin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı karşı davacı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili, davalı karşı davacı erkeğin birden fazla şiddet uyguladığını, bu durumun kanıtlandığını belirterek; kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili; davacı karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasının kanuni şartlarının oluşmadığı, davacı karşı davalı kadının sözleşmeli öğretmenlik yaptığını, yoksulluk nafakasına hükmedilecekse süreli olması gerektiğini belirterek; yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2023 tarihli ve 2021/2-1024 Esas 2023/169 Karar sayılı ilâmı ile; dosya kapsamından fiziksel şiddet olayına ilişkin olarak dinlenen tanık ...nın kadının gözünde morluk gördüğüne ilişkin zaman ve yer bilgisi bulunmayan beyanı ile taraflar hakkında ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinde karşılıklı basit yaralama suçu nedeniyle cezalandırılmalarına ilişkin 2014/298 Esas, 2014/238 Karar sayılı ceza dosyası dışında bir bulgunun olmadığı, kadın tarafından dava dilekçesinde tek fiziksel şiddete dayanıldığı, bu nedenle erkeğin kadına karşı birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı olgusunun ispatlanamadığı, ancak erkeğin sadakatsiz davrandığı ve ortak konutu terk ettiği, kadının ise eşinin aracına dinleme cihazı yerleştirdiği, kocasına karşı şantaj yaptığı, gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında tarafların kusurlarının birbirine denk olduğundan bahisle, eşit kusurlu sayılamayacakları, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun olmadığı, hâl böyle olunca direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmasına, mahkemece bozma kararının uyulan kısmı hakkında (yoksulluk nafakasına ilişkin) verilen karara yönelik olarak davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazları bulunduğundan, bu kısma yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.