"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1642 E., 2023/742 K.
DAVA TARİHİ : 17.06.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/167 E., 2021/244 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ilgisiz olduğunu, erkeğe hakaret ve tehdit ettiğini, ev işi yapmadığını, aile içinde yaşananları başkalarına anlattığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aşağılayıp hor gördüğünü, sürekli başka kadınlarla görüştüğünü, ilgisiz olduğunu, Selma isimli bir kadınla yaşadığını, fiziksel şiddet uygulayıp evden kovduğunu belirterek davanın reddine mahkeme aksi kanaatte ise ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davalı kadının kardeşi Ata'nın gerek erkeğe gerekse tanık olarak beyanda bulunan erkeğin annesine hakaretleri olmuş ise de kadının bunları engellemeye çalıştığı, bu haliyle kadına atfedilecek bir kusurun bulunmadığı; erkeğin, kadına hakaret ederek, evde istemediği, boşanmak istediğini beyan ettiği, bu haliyle tam kusurlu olduğu anlaşılmakla davanın reddine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, çocukların geçici velâyetinin tedbiren anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı, kararın kesinleşmesine kadar nafakanın devamına karar verilmesi, tazminat taleplerinin karşılanmaması yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, dosyaya sunulan ses kaydının erkeğin rızası ile alındığı belli olmadığından hukuka aykırı delil niteliği arz ettiği ve erkeğe sadakatsizlik kusurunun yüklenmemesinin yerinde olduğu, erkeğin sunduğu delillerle kadının kusurunu ispat edemediği, yaşanan son olayda kadının, erkek kardeşinin davranışlarını engellemeye çalıştığı, vakıanın bizzat erkeğin tanığı ve annesi Şerife'nin beyanından anlaşıldığı, kadına kusur yüklenmemesinde bir isabetsizlik olmadığı, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, boşanmaya karar verilebilmesi için karşı yanın az da olsa kusurunun ispatlanmasının gerektiği, hiç kimsenin kendi kusurundan lehine hukuki sonuç çıkaramayacağı, bu itibarla erkeğin davasının reddinin doğru olduğu, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakası takdirinde bir isabetsizlik olmadığı miktarının makul olduğu, kadının tazminat taleplerinin boşanmanın fer'îsi mahiyetinde olduğu, boşanma kararı verilmediğine göre fer'îsi olan tazminatın da söz konusu olamayacağı, aynı şekilde tedbir nafakasının ancak boşanma kararı verilmesi durumunda ve koşullarının varlığı halinde yoksulluk nafakası olarak devam edebileceği hülasa kararda hukuka aykırı bir yön bulunmadığı değerlendirilerek her iki yanın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2.Davalı kadın temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı, kararın kesinleşmesine kadar nafakanın devamına karar verilmesi, tazminat taleplerinin karşılanmaması yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; davalı kadının kusurlu bir davranışının ispat edilip edilmediği, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, reddedilen boşanma davasında kadının fer'î talepleri hakkında karar verilmesi gerekip gerekmediği, tedbir nafakası miktarı ve süresi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.