Logo

2. Hukuk Dairesi2023/494 E. 2023/2944 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, tarafların kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki karşılıklı iddia ve savunmalar, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2289 E., 2022/1748 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/600 E., 2020/134 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; zamanla kadından kaynaklanan nedenlerle kavga ve aile içi uyuşmazlıkların başladığını, müvekkilin kadının davranışları nedeniyle babasının evine taşınmak zorunda kaldığını, bu durumda mali durumunun el verdiği kadar çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaya devam ettiğini, müvekillinin kadının izni dahilinde çocuklarını görmeye gittiğinde, kadın tarafından aracının üstüne saksı ve bardak gibi cisimler atarak araca hasar verdiğini ve hakaretler ettiğini, bu olay üzerine müvekkilin sağ duyulu yaklaşarak olay yerini terkettiğini, müvekkil ve kadının evliliklerinde sevgi, saygı ve güvenin kalmadığını, bu şekilde evlilik birliğinin devam etmeyeceğini beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklarının velayetinin müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesi sebebi ile düğün merasimi daha bitmeden anlaşmazlık başladığını, sürekli olarak altınlarının kendisinden istenildiğini, vermeyince erkeğin ve ailesinin kendisine kötü davrandıklarını, defalarca aldattığını, fiziksel şiddet uyguladığını, hatta bıçak bile çektiğini, boğazına tornavida dayadığını, her defasında çocuklarının aile düzeni bozulmasın diye evliliği sürdürmeye çalıştığını, erkeğe en sonunda altınlarını vermek zorunda kaldığını, arabayı satın alınca da tekrar eve geç gelmeye ya da hiç gelmemeye başladığını, bu kusurlu hareketlerine rağmen, evinin maddî ihtiyaçlarını da ihmal etmeye, çok kısıtlı paralar vermeye başladığını, kadının sigortasını ödemeyi bıraktığını, tartışmalarda evden kovduğunu, en sonunda evi terk edip ailesinin yanına taşındığını, birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığını, eve ve çocuklarına bakmadığını, belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka kadınla görüştüğü, bu sebeple çıkan tartışmada kadına fiziki şiddet uyguladığı, kadındaki morlukları birkaç kez yakınlarının gördüğü, her iki tarafın biraraya gelmesi için ailelerin toplandığında her ikisininde birbirlerine sevgi ve saygılarının kalmadığını beyan ettikleri, erkeğin çocukları görmek için gittiğinde kadının bağırıp çağırdığı, balkondan taş saksı attığı, bu şekilde taraflar arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatın devamı kendilerinden beklenemeyecek derecede sarsıldığı, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu boşanmakla eşinin maddi desteğini yitiren ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî-manevî tazminata, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, velâyet kendisine verilmeyen eşin çocuğun giderlerine katılmak zorunda olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasınıa, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına ile 30.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusurun karşı tarafta olmasına rağmen tarafların kusur durumları tartışılmadan kadının nafaka ve tazminat taleplerinin kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğunu, miktarlarının ekonomik sosyal durumunun çok üzerinde olduğunu, kararın bir bütün olarak kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, kadının birleşen davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen başka kadınla görüşme kusuruna ilişkin eylemler, birleşen dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere eski tarihli olaylar olup, sonrasında eşlerin ortak yaşantıyı sürdürdükleri, bu haliyle bu kusurun kadın eş tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, dolayısıyla erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, sonuç olarak erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, sevgi ve saygısının kalmadığını söylediği, kadının da erkeğe yönelik sevgi ve saygısının kalmadığını söylediği, balkondan saksı fırlattığı, İlk Derece Mahkemesinin erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklindeki kusur belirlemesi, gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden farklılık arz etmekle birlikte kusur oranı yönünden maddî gerçeğe uygun olduğu gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine karar verilerek erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, sair istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; gerek İlk Derece Mahkemesinin gerekse Bölge Adliye Mahkemesinin nafaka ve tazminat taleplerinin kabulüne dair kararlarının usul ve yasaya aykırı olması aksi düşünceyle de miktarlarının müvekkilin ekonomik sosyal durumunun çok üzerinde olması nedenleriyle bozulması gerektiği, hukuki süreç içerisinde verilmiş olan kararlar bu nedenle dosya içeriğine, dinletilen tanık beyanlarına usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadının birleşen davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, çocuklar yararına nafakaya, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.