Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4950 E. 2024/3384 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarının uygunluğu ve velayet kararının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin fiziksel şiddet ve kıskançlık vakaları kusur olarak yüklenemez ise de, gerçekleşen diğer kusurlu davranışları nedeniyle tam kusurlu olduğunun anlaşılması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/600 E., 2022/3120 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/458 E., 2021/303 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin asabi ve geçimsiz olduğunu, kadına saygı göstermediğini, küfür ve hakaret ettiğini, kadının dost ve akrabalarına da bu şekilde davrandığını, son iki senedir kadına şiddet uyguladığını, en son şiddet olayının 27.03.2017 tarihinde yaşandığını, kadının bunun üzerine şikayette bulunduğunu, habersiz ve sebepsiz olarak evi terk ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek asıl vekili cevap dilekçesinde; boşanmak istemediğini, bir ömür kadınla birlikte yaşamak istediğini, evi terk etmediğini aksine kadının ailesinin yanına gittikten sonra dönmediğini, kadının psikolojik sorunları olduğunu, tartışmaların çocuğunun erkeğin kadının yapmasını istemediği şeylerde inatlaşması nedeniyle olduğunu, kadının iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine, boşanma halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına saygısızca hareketlerde bulunduğu, kadına ve ailesine hakaret içeren beyanlarda bulunduğu, kıskanç tavırlar sergilediği, kadına şiddet uyguladığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî 17.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu belirterek tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının davasını ispatlayamadığını, kadına şiddet uygulamadığını, şiddet uyguladığına dair bir ispatın bulunmadığını, "kadına saygısız hareketlerde bulunma" kusurunun muğlak bir ifade olduğunu, kıskançlığın kusur sayılmaması gerektiğini, kadını kadının ve çocuğun eve dönmesini istediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile kadının nafaka ve tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve 1.750,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet kararının dosya kapsamına ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadının dilekçelerinde kıskançlık vakıasına dayanmadığı; erkeğin fiziksel şiddetine ilişkin tanık beyanlarında geçen olayların eski tarihli olduğu, evliliğin bu olaylardan sonra devam ettiği görülmüş olup bu nedenle fiziksel şiddet ve kıskançlık vakıaları erkeğe kusur olarak yüklenemez ise de Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.