Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4959 E. 2024/3458 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği, hükmedilecekse türü ve miktarı ile manevi tazminat talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna, kadına toptan yoksulluk nafakası ödenmesine, manevi tazminata hükmedilmemesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3262 E., 2023/559 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/942 E., 2022/393 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve çeyiz alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile fer'îlerine ve ziynet, çeyiz alacağı davalarının ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince her iki boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet ve çeyiz alacağı davası; davalı-davacı kadın vekili tarafından ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden; diğer davalı ... tarafından ise ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ziynet ve çeyiz alacağı davalarının ise işbu dava dosyasından tefriki ile tarafların ziynet ve çeyize alacağı davasına yönelik istinaf itirazlarının tefrik edilen dosyada değerlendirilmesine ve davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi yönünden istinaf edilmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesince kusur belirlemesi yönünden yeni bir hüküm de kurulmamamıştır. Bu nedenle davalı-davacı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları ile davacı- davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarını içerir temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkeğe birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davacı-davalı erkek tarafından süresinde birleşen davada cevap dilekçesi sunulmamıştır.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadına dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı-davacı kadın vekili tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

2.Davalı-davacı kadın vekili tarafından birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, erkeğin, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadına ait olan ziynet ve çeyiz eşyalarının erkekte kaldığını ve kadına iade edilmediğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL manevî tazminat, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 17.000,00 TL bedelin faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Davalı ...'a birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından süresinde birleşen davada cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede; erkek tarafından asıl davada dayanılan vakıaları ispata yarar delil sunulmadığı, dayanılan vakıaların ispatlanamadığı, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminat, kadının ziynet ve çeyiz alacağı davasının kabulü ile ziynet ve çeyiz eşyalarının bedeli olan toplam 113.240,00 TL'nin, 25.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 88.240,00 TL'sinin ise ıslah tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından tanıklarını bildirmek üzere süre verilmediği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının da reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; her iki boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet alacağı davası yönünden usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağı bedelinin ödeme tarihindeki değeri üzerinden dikkate alınması gerektiği, davalılardan ortak ve müteselsilen tahsili yönünde hüküm kurulmamasının hatalı olduğu belirtilerek; ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3.Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından ziynet ve çeyiz alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışın isabetli olduğu, kadın vekili tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf itirazında bulunulmadığı ve erkeğe yüklenecek başkaca bir kusurlu davranış olmadığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının isabetli olduğu, ancak tarafların evlilik süresinin kısa olduğu, çocuklarının olmadığı ve yeniden evlenme ihtimallerinin olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı ve kadın yararına manevî tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle, davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, ziynet ve çeyiz alacağı davasının işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine ve tarafların bu davaya yönelik istinaf itirazlarının ilgili dosya üzerinden değerlendirilmesine, davacı-davalı erkek vekilinin karşılıklı boşanma davası yönünden diğer istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispatlandığı ve erkeğe yüklenmesi gerektiği, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ise hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve toptan yoksulluk nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına tedbir, yoksulluk nafakası ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, toptan yoksulluk nafakasının hükmedilmesi ve miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, eksik incelemenin bulunup bulunmadığı, davacı-davalı erkeğin süresinde ve usulüne uygun olarak tanık listesi verip vermediği, tanıklarının dinlenilememesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 139 uncu maddesi, 140 ıncı maddesi, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 240 ıncı ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı kadın vekilinin, kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.