"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2312 E., 2023/823 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/860 E., 2022/268 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1999 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, borçlandığını, yalan söylediğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek öncelikle davanın reddini, aksi kanaatte olunması durumunda ise erkek yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının rızası olmadan Antalya İline çalışmaya gittiği, fiili ayrılığa sebebiyet verdiği, fiili ayrılık süresince kadının maddî ihtiyaçları ile ilgilenmediği, kadın ile iletişim kurmadığı, tarafların birlikte oturduğu konutu kadının rızasını almadan sattığı, bu hususun tüm dosya kapsamından sabit olmadığı, dava dilekçesinde dayanılan bazı vakıaların 2016-2017 yıllarında gerçekleştiği, aradan geçen zaman dilimi değerlendirildiğinde, kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği dikkate alınarak kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilikte geçen süre, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, erkeğin kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların kadın tarafından affedilmediği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, kusur durumu dikkate alındığında manevî tazminatın şartlarının oluştuğu ve reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, tazminatlara faiz uygulanması yönündeki istem ile ilgili olarak karar verilmemesinin de hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın olmadığı, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan vakıa belirlemesinin kısmen hatalı olduğu, her ne kadar erkeğe, kadının rızasını almadan Antalya İline gittiği ve fiili ayrılığa sebebiyet verdiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de kadın tarafından bu vakıaya dayanılmadığı ve kusur olarak yüklenemeyeceği, yine her ne kadar erkeğe, ortak konutu kadının rızasını almadan sattığı vakıası kusur olarak yüklenmişse de tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde bu vakıanın da ispatlanamadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu miktarlarının da isabetli olduğu, erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, evlilikte geçen süre dikkate alındığında maddî tazminat miktarının az olduğu, kadının tazminatlara faiz uygulanması yönünde isteminin olduğu ve bu hususta karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminata, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine dayalı olup uyuşmazlık, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve tazminatların ve nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.