"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1533 E., 2023/225 K.
DAVA TARİHİ : 21.01.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Türkoğlu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/54 E., 2021/579 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı tarafça temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 25.03.2018 tarihinde evlendiklerini, erkeğin şu anda kendi ailesinin evinde kaldığını, sevgi bağıyla evlendiklerini, erkeğin, evli kaldıkları süre zarfında üzerine düşen sorumlulukları eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, her türlü fedakarlığa katlandığını, eşinin her isteğini yerine getirmeye çalıştığını, bir gün olsun saygısızlık yapmadığını ve her zaman hoşgörülü olduğunu, karşı tarafın erkeği hiçbir zaman bir eş olarak görmediğini, evi ve eşiyle gereği gibi ilgilenmediğini, karı-koca ilişkisinin hiçbir zaman tam anlamıyla kurulamadığını, karşı tarafın erkek ve ailesini evlilik süresince benimseyemediğini ve onları bir aile olarak kabul edemediğini, kısa süren evliliği boyunca eşiyle birlikte sadece 10 ay gibi bir süre aynı evde yaşadığını, kadının zeka geriliği ve peltek konuşma rahatsızlığının olduğunu, zeka geriliği rahatsızlığını evlendikten sonra fark ettiğini, evlilikleri süresince kadının kendi kendine karar alıp bir şey yapamamasından dolayı çok basit işlerde dahi kadına komut verip yönlendirdiğini, davalı tarafın hafif bir rahatsızlık geçirdiğinde dahi müvekkiliin sabaha kadar başında beklediğini ve kadının ondan hep küçük bir çocuk gibi ilgi beklediğini, tüm bu rahatsızlığına ve olumsuz davranışlarına belki ilerleme katedilir ve zamanla düzelir diyerek ve doğacak çocuğu anne - babasız büyümesin diyerek katlandığını, son olarak karşı tarafın ortak konutu terk ettiğini ve kendine ait eşyaları da ailesiyle birlikte gelip aldığını, açıklanan nedenlerle tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, davacının dava dilekçesindeki ileri sürdüğü boşanma gerekçelerinin tamamının asılsız olduğunu, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları, erkeğin nedensiz olarak kadına istememesi nedeni ile her iki taraf için çekilmez bir hal aldığını, tarafların sadece 10 ay birlikte erkeğin anne-babasının evinde altlı üstlü oturarak evli kaldıklarını, kadın ile nişanlandığında ve evliliklerinin ilk aylarında kadının babasının yanında çalıştığını, daha sonrasında ise çalışmadığını, tüm geçimlerini kadının babasının karşıladığını, hamile olduğunda erkeğin sigortası yok diye düzenli doktora dahi götürmediğini, erkeğin evlilik süresi olan 10 ay boyunca kendisi için düzenlenen evi sadece yatmak için kullandığını, sabah kahvaltısından akşam yatma vaktine kadar üst katta, erkeğin annesinin evinde gününü geçirdiğini, evin gelinidir diye kayın validesinin evinin tüm işlerini müvekkilinin yaptığını, tarafların ilişkisine kayınvalidesi ve kayın babasının sürekli müdahale ettiğini, kadının iletişim özgürlüğünü kısıtladığını, haberleşme özgürlüğünü kısıtlayarak, telefonla kurduğu tüm iletişimini de dinlemek ve bunu neden söyledin şunu neden söyledin şeklindeki davranış ve sözleriyle müvekkili üzerinde psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkiline ''gerizekalı'' diyerek hakaret ettiğini, ''döverim, cinayet çıkar, elimde kalır'' diyerek tehdit ettiğini, taraflar ayrıldıktan sonra hamile olan kadını hiçbir şekilde arayıp sormadığını, ortak çocuğunu velâyetinin anneye verilerek, müvekkili ve ortak çocuk lehine aylık 750,00'şer TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin hastane masrafları nedeniyle 5.000,00 TL tedavi masraflarının yasal faiziyle davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğin, kadının zeka geriliğinin ve peltek konuşma rahatsızlığının bulunduğuna yönelik yapılan incelemede, kadının Kahramanmaraş Necip Fazıl Hastanesi, Osmaniye Devlet Hastanesi ve Çukurova Üniversitesi'nden alınan sağlık raporlarında ve tanık anlatımlarıyla davalı karşı davacı kadının donuk zekaya sahip olduğunun sabit olduğu, erkeğin iddiası gibi kadının zeka geriliği bulunmamakla birlikte kadının çocukluğunda geçirdiği havale neticesinde donuk zekaya ve konuşma zayıflığına sahip olduğu ve evlilik birliği içerisindeki iletişim zayıflığının uzun vadede çekilmez olabileceği, bu nedenle kadına en fazla hafif kusur yüklenebileceği; erkeğin diğer iddialarının ispatlanamadığı, erkeğin ailesiyle birlikte uzun süre vakit geçirdiği, erkeğin sürekli kadını yalnız bıraktığı, kadının telefonuna telefon dinleme uygulaması indirerek konuşmalarını dinlediği, kadına ''gerizekalı'' diyerek hakaret ettiği ve ''döverim, cinayet çıkar, elimde kalır'' diyerek tehdit ettiğinin ve kadını ailesinin yanına getirip bıraktığının tanık beyanlarıyla sabit olduğu; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve artık evlilik birliğinin devamına olanak vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu, açıklanan kusur durumları, kusura yol açan eylemlerin ağırlığı, evlilikte geçen süre ve dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı karşı davacı kadının hafif, davacı karşı davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk lehine aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 15.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkek eşin ağır kusurlu, kadın eşin hafif kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, ortak çocuğun ihtiyaçları, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince kadın eş ve çocuk lehine takdir edilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.