"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/468 E., 2023/662 K.
DAVA TARİHİ : 02.02.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/85 E., 2019/1153 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davası ve fer'îlerinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma talep etmiş sonrasında davasını çekişmeli olarak devam ettirmek isteyerek dilekçesini vermiş olup davalı ile 1981 yılında evlendiklerini, ortak reşit iki çocuklarının bulunduğunu, taşınmazın satılmasından sonra davalının tutumlarında değişiklikler olduğunu eve geç gelmeye başladığını, en son müvekkilinin davalının konuşmasına şahit olduğunu, bu konuşmada birine hitaben canım hayatım gibi şeklinde hitaplar duyduğunu, eşine bunu sorduğunda davalının kendisini aldatmadığını söylediğini, davalının arada bir kaldığı bir depo bulunduğunu, kendisini arayarak depoya gelip gelmeyeceğini sorduğunu, geleceğini öğrendikten sonra tekrar arayarak gelmemesini söylediğini bundan şüphe duyan müvekkilinin depoya gittiğini ve davalıya başka bir kadınla uygunsuz bir şekilde yakaladığını, davalının bu hanımla ilişkisini kabul etmek zorunda kaldığını, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalının müvekkiline yaşattıklarından dolayı 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, müvekkilinin nafaka talebinin olmadığını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların maddî sıkıntılar nedeniyle tartıştıklarını, kızının nişanına çağırılmadığını, davacı tarafça ortaya atılan zina iddiasının ve diğer iddiaların doğru olmadığını, zaten ekonomik sıkıntılar yaşaşan müvekkilinin başka bir kadının daha masraflarını karşılayamayacağını, davacı tarafından istenen maddî manevî tazmınatın fahiş bir miktar olduğunu, davacı tarafın haksız kazanç sağlamak için bu davayı açtığını, açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadın ilk önce anlaşmalı boşanma talebiyle davayı açmış ise de daha sonra davasını çekişmeli olarak devam ettirmek istemiş ve verilen sürede dava dilekçesini ibraz ettiğini, toplanan deliller ve tanık beyanlarından davalı erkeğin, Sibel isminde dava dışı bir kadın ile ilişkisi olduğu, bu kadın ile bir arada yaşamaya başladığı ve eşini aldattığı, davalının bu nedenlerle sadakat yüklülüğüne aykırı hareket ettiği, ayrıca davalının bu ilişkisinden itibaren evine geç geldiği, evin ihtiyaçlarını görmediği, eşine hakaretlerde bulunduğu ve maaş kartını dahi elinden aldığı böylelikle davalının, kusurlu hareketleriyle evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet verdiği, davacının evlilik birliğinin temelden sarsılmasında herhangi bir kusurunun ispat edilemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise herhangi bir kusurunun olmadığı, davacının boşanma davası açmakta haklı olduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı ve miktarların fahiş olduğunu beyan ederek tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve miktarların fahiş olduğunu belirterek tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının boşanma davasının kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.