Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5013 E. 2024/2473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından ipotek edilen taşınmazın davacı tarafından aile konutu olarak kullanıldığı iddiasıyla ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması talebinin hukuki sonuçları.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olduğu ve davacının rızası olmadan ipotek tesis edildiği gözetilerek yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve davalı bankanın temyiz itirazlarının reddedilmesiyle Yargıtay tarafından da onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2600 E., 2023/53 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/289 E., 2020/204 K.

Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması, aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, aile konutu olarak kullandıkları taşınmazı rızası olmaksızın ipotek ettirdiğini, bankanın ihtarnamesi ile haberdar olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne Çorlu 4. İcra Müdürlüğünün 2019/3810 E. Sayılı dosyasının ...'e ilişkin tapu kaydı açısından durdurulmasına, ... adresinde kayıtlı taşınmazın kaydına aile konutu şerhi konulmasına, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının ipoteği sonradan öğrendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, taşınmaza banka lehine ipotek tesis edilmesine davacının muvafakat ettiğini, ipotek tesisinin üzerinden üç yılı aşan bir süre geçmesine rağmen ipoteğin kaldırılması ile ilgili hiçbir talep ve itirazda bulunmadığını, tamamen kötü niyetli ve dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı, davacının, davalı banka lehine kurulan ipotekten ihtarname ile haberdar olduğu, rızasının alınmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulmasına, davacı lehine nispi vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili; kararının somut gerekçesi olmadığını, davanın tamamen kötü niyetli olduğunu, ipotek tesis tarihinde taşınmazda aile konutu şerhi olmamasına rağmen iyi niyet savunmalarının nazara alınmadığını eksik inceleme yapılarak hüküm kurulduğunu, yerinde inceleme keşif yapılmadığını, banka aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğunun emniyet tahkikatı, UYAP üzerinden incelenen taraflara ait adres kayıt bilgileri ve tanık beyanı ile anlaşıldığı, aile konutu vasfında olduğu hususunda duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı kadının açık rızası alınmadan, 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesine aykırı olarak ipotek tesis edildiği; davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu; İlk Derece Mahkemesi kararında, dava konusu taşınmazın ada, parsel gibi ayırt edici bilgileri belirtilmeksizin hüküm kurulmuş olması infazda tereddüt oluşturacağı, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği; davalılar aleyhine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile hükmün birinci fıkrasının düzeltilmiş şeklinin yazılmak suretiyle davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığını, iyi niyetlerinin korunmamasının hatalı olduğunu, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ile miktarının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı, tapuya güven ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağı ile vekalet ücretinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 inci, 6 ncı ve 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 279 uncu ve 280 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...