"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/261 E., 2023/396 K.
KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/281 E., 2021/464 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacı karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatın miktarına ilişkin davacı karşı davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmamış, Bölge Adliye Mahkemesince de bu hususta yeni bir hüküm kurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı karşı davalı kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm; davacı- karşı davalı kadın vekilinin diğer hususlarda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, küfür ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, eve geç geldiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, evden kovduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, kadının müvekkiline hakaret ettiğini, aşağıladığını, ailesine ilgisiz davrandığını, küfür ettiğini, fevri ve asabi olduğunu, bıçak çektiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, bu olmadığı taktirde ortak velayet altına alınmasını, müvekkili yararına 500.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın eş tarafından dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesindeki boşanma sebebine dayanılmışsa da, erkek eşin kadın eşe karşı olan eylemlerinin zulüm veya işkence boyutunda olmadığı, pek kötü veya onur kırıcı davranış ağırlığına ulaşmadığı, bu nedenle özel sebebe dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği, buna karşın eşine karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan, eve sık sık alkollü ve geç gelen erkek eşin ağır kusurlu, eşinin ailesine hakaret içerikli sözler söyleyen kadın eşin ise hafif kusurlu olarak değerlendirildiği, her iki taraf da boşanma davası açmakta haklı olduğu, ortak çocuğun doğumundan beri annesinin yanında kalıp ona ve ortama alıştığı, çocuğun yaşı, fiziksel konumu, velayetin anneden alınmasının küçüğün menfaatine olmayacağının anlaşılması, dosyadaki delil durumu, her iki tarafın ikametgahına gidilerek hazırlanmış sosyal inceleme raporları ve vicdani kanaat itibariyle ortak çocuğun velayetini anneye verildiği, ortak ocuk için tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına uygun bir nafaka takdir edildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da göz önüne alındığında düzenli sabit bir geliri bulunmayan kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve boşanmada daha kusurlu olmadığı, bu nedenle kadın lehine uygun bir nafaka takdir edildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda maddi ve manevi tazminat isteyen kadın eşin daha ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu kadın eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği ve erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, bu nedenle tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, zedelenen mevcut ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın eş yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedildiği erkeğin maddî tazminat ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesine dayalı davasının reddine, tarafların karşılıklı boşanma davalarının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında yatılı olmayan kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi uyarınca açılan davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki süresi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri vekalet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu ancak kadın hakkında istinaf aşamasında kolluk tarafından yapılan araştırmada ... Dershanesi'nde 5.000,00 TL maaş ile öğretmen olarak aktif olarak çalıştığı rapor edildiği, düzenli ve sürekli geliri bulunduğu anlaşılan kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu görülerek gerekçesi ile erkek vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı- karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesi çocukların üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin maddi ve manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin diğer hususlara ve davalı- karşı davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.