"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/102 E., 2023/797 K.
DAVA TARİHİ : 12.07.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/521 E., 2020/360 K.
Taraflar arasındaki Boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde; davalı kadın ile 2000 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, evlilik birliği içerisinde davalı ile devamlı geçimsizliklerinin olduğunu, 2007 yılında ikinci çocukları doğduktan 5 ay kadar sonra her iki çocuğunu alarak ailesinin yanına gittiğini, daha önce üç defa boşanma davası açtığını, ancak sonuç alamadığını, davalı ile tekrar bir araya gelip karı koca olmalarının kesinlikle mümkün olmadığını, o tarihten bu yana yüz yüze gelmediklerini, 12 yıl ayrı kaldıkları süre içerisinde çocuklarını bir defa görebildiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesinin davalıya 07.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından daha önce evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine dair Bandırma Aile Mahkemesinin 21.10.2014 tarih ve 2014/48 Esas, 2014/630 Karar sayılı kararının kesinleştiği 13.02.2015 tarihinden dava tarihine kadar yasal üç yıllık sürenin geçmiş olduğu, taraf beyanları ve tanık anlatımları itibariyle tarafların ortak hayatı yeniden kurmak amacıyla bir araya gelmedikleri sabit olup, buna göre yasada öngörülen yasal koşulların oluşması nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsıldığı, müşterek çocuğun tarafların müşterek yaşama son verdiği tarihten sonra davalı anne ile birlikte yaşadığı, anne yanında kurulu bir düzeninin bulunduğu, müşterek çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğu gözetilerek müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesine, davacı ile ortak çocuk arasında bugüne kadar baba oğul ilişkisi geliştirilemediği, müşterek çocuğun babaya karşı tepkili olduğu, sağlıklı gelişimi için baba ile zaman geçirmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, nafakanın karar kesinleşmesi halinde iştirak nafakası olarak devamına, davalı lehine 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davalının yoksulluk nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin usulüne uygun olarak talep edilmemiş olması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece usule aykırı şekilde 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmaya karar verilmesi, mahkemenin resen delil toplaması, yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesinin doğru olmadığını bildirerek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın kabulü, kusur, yoksulluk nafakası ve tazminat yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık, erkek tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı açılan boşanma davasında davanın kabulü, kusur belirlemesi, davalının süresinde yoksulluk nafakası ve tazminat talebinde bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.