"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/75 E., 2023/741 K.
DAVA TARİHİ : 07.02.2019- 19.03.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/108 E., 2020/550 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ferileri davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde evlendikten kısa bir süre sonra davalının davranışlarının değiştiğini, davacıya soğuk davrandığını, ev işleri ile ilgilenmediğini, davalının konuşmak istediğini ancak davacıya hakaret ettiğini, davalının her tartışmada konutu terk ettiğini, davalının abisinin davacıyı tehdit edip şiddet uyguladığını, davalının abisi hakkında ceza davası açıldığını, davalının davacıyı eski eşi ile kıyasladığını, kadının ailesinin tehdit, hakaret ve şiddet uygulamasına sessiz kaldığını, ortak çocuklarının bulunmadığını, davacıda bu konuda bir problem olmadığını davalının çocuk için bir girişimde bulunmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; kadını evden kovmadığını, kadının evi terk ettiğini, barıştıklarını, sonrasında evi terk etmelerinin tekrarlandığını, tartışmalarda pencereyi açıp bağırdığını, erkeğin ailesini ziyaret etmediğini, misafir olarak ağırlamadığını, hocaya gitmeyi kadının ve annesinin istediğini savunarak birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının asabi olduğunu, davalıya hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, evdeki masa ve kapıları kırdığını, çalışmadığını, davalıyı evden kovduğunu, davacının sürekli olarak ilk eşini överek ve karşılaştırma yaparak davalıyı aşağıladığını, davalının pencereden bakmasına, dışarıya çıkmasına izin vermeyerek baskı uyguladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin asabi olduğunu, davalı davacı kadına hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, evdeki masa ve kapıları kırdığını, davamı davacıyı evden kovduğunu, davacı davalının sürekli olarak ilk eşini överek ve karşılaştırma yaparak davalı davacıyı aşağıladığını, kadının pencereden bakmasına, dışarıya çıkmasına izin vermeyerek baskı uyguladığını, erkeğin müvekkiline "bizde bir sorun var hocaya gidelim" dediğini, davalı davacı kadının hoca yerine doktora gitmek istediğini ancak erkeğin kabul etmediğini, erkeğin davalı davacı kadına "sen cinlisin, çocukluğundan beri sende cin varmış, annen baban senin cinli olduğunu bile bile bana verdiler" diyerek evden kovduğunu, kadının ailesinin tarafları barıştırmak için uğraştıklarını ancak erkeğin ve ailesinin istemediklerini iddia ederek ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 1000,00 TL tedbir nafakasının birleşen dosya davalıdan alınarak davacı kadına verilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakasına çevrilmesine, 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminatın birleşen dosya davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için kesin süre verildiği, ancak kesin süre içerisinde tanıklarını bildirmediği ve geçimsizliğe ilişkin iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine, davalı birleşen dosya davacı tanıkları ise, davacı kocanın aşırı kıskanç olduğunu, davalı karısını çöp atmaya dahi göndermediğini, karısına şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, evden kovduğunu, evdeki eşyaları ve evin kapısını kırdığını belirttiği, kadının kardeşi ile erkek arasındaki kavgada erkek yaralanmış ve kadının kardeşi Bursa 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/1026-2019/215 sayılı kararı ile işlediği yaralama ve tehdit suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, kadının bu suçların işlenmesinde direk bir bağlantısı bulunmadığından kardeşinin eylemi nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği ,tarafların istemleri, tanıkların anlatımları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, kocanın aşırı kıskanç olduğu, karısını dışarı dahi çıkarmadığı, şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve evden kovduğu, evdeki eşyaları kırıp döktüğü bu durum karşısında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve artık birliğin devamına olanak vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu ve kocanın tam kusurlu olduğu ,tarafların boşanmasını gerektiren olayların meydana gelişinde kadının bir kusuru bulunmadığı, yaşadıkları olaylar, kocanın şiddet uygulaması, evden kovması ve hakaret etmesi davranışlarının kadının kişilik haklarını zedelemiş olduğu, bu nedenle manevî tazminat isteme hakkına sahip olduğu, diğer yandan evlilik birliğinin sona ermesi ile evlilikte yararlanabileceği olanaklardan da yoksun kalması nedeniyle maddî tazminat hakkı da bulunduğu, bir işi ve geliri olmayan kadının boşanmakla yoksulluğa düşecek olması gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı birleşen dosya davacı lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, davalı birleşen dosya davacı kadın lehine 20.000,00 TL maddî tazminatın, 20.000,00 TL manevî tazminat ve 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili erkeğin kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, birleşen davada dilekçeler teati aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşması yapıldığını, asıl davanın reddinin, birleşen dava ile nafaka ve tazminatların kabulünün doğru olmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu bildirerek, asıl davanın talepleri gibi kabulüne, birleşen davanın tüm fer'îleri ile birlikte reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili; kadının yemek temizlik gibi yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evliliğin bilgileri üçüncü kişileri gerçeğe aykırı olarak aktardığı, erkeğin cinsel sorunu olmadığı buna rağmen çocuğun olmamasının kadından kaynaklandığı, kadının tedaviye yanaşmadığı veya doğum kontrol yoluna başvurduğu, ceza davasındaki eylem sonrası kadının aramadığını, bu sebeple kusurlu olduğu, birleşen dosyanın teati aşamasının tamamlanmadığı, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını ileri sürüp mahkeme kararının kusur, maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ile miktarları bakımından bozulamsını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, mahkemece kadın yararına hükmedilen maddî tazminat , manevî tazminat ve yoksuluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.