"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/208 E., 2023/289 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/32 E., 2022/617 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin kendisine şiddet uyguladığını, psikolojik baskı yaptığını, sık sık tartıştıklarını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, kendisi ve çocuk için ayrı ayrı 2.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek boşanma davasına cevap dilekçesi sunmamıştır.
2. Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının evi terk ettiğini, kadının kardeşinin evinde kaldığını, ortamın çocuk için sağlıksız olduğunu belirterek kendisi ve çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını, ortak konutun da davacı-davalı kadına ve çocuğa tahsis edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, dilekçeler aşamasında vakıa olarak belirtilmeyen hususlar hakkında taraflara kusur izafe edilmediği, tüm dosya kapsamı ile 22.07.2021 tarihli darp raporu hükme esas alınarak davacı kadının kusursuz, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için takdir edilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının işbu karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, nafakanın erkekten alınarak kadına verilmesine, karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın için takdir edilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının işbu karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, nafakanın erkekten alınarak kadına verilmesine, karar kesinleşinceye kadar devamına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının kadın lehine gerçekleştiği gerekçesi ile 25.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, birleşen davanın kabulü ile baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek ve davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı-davacı erkek; kendisinin değil davacı-davalı kadının kusurlu olduğunu, dava dilekçesinde darp raporuna dayanmadığını, bu nedenle darp raporuna göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, boşanma davası devam ederken birlikte tatile gittiklerini, aynı odada kaldıklarını belirterek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve velâyet yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili; erkeğin fiziksel şiddet yanında psikolojik şiddet uyguladığını, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, geliri olmayan kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, tazminat miktarları, nafaka miktarları, yoksulluk nafakası hükmedilmemesi ve tazminatlara faiz uygulanması gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı kadının dava dilekçesinde delil olarak sadece evlilik kaydına dayandığı, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 22.07.2021 tarihli darp raporuna davacı-davalı kadın tarafından süresinde ve usulüne uygun şekilde delil olarak dayanılmadığı, bu delile davalı- davacı erkeğin açık muvafakatının da bulunmadığı, dayanılmayan delilin toplanmasının sonuç doğurmayacağı ve kusur belirlemesinde dikkate alınmayacağı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı tarafından dayanılmayan delil hükme esas alınarak davalı- davacı erkeğe kusur yüklenilmesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği, tüm dosya kapsamı ile de evlilik birliğinin sarsılmasında tarafların kusurlu bir davranışının olmadığı, o halde davacı-davalının boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususun kaldırma sebebi yapılmadığı, yanlışlığa işaret edilmekle yetinildiği, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının isabetli olduğu, müşterek çocuk ...'in 08.12.2018 doğumlu olduğu, halen annesiyle birlikte yaşadığı, müşterek çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç yaşta olduğu, İlk Derece Mahkemesince alınan uzman raporunda velÂyetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağının belirtildiği, çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir iddia ve delil bulunmadığı, çocuğun üstün yararı gereğince velayetin anneye verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk yararına takdir edilen nafaka miktarı az olduğu, davacı- davalı kadının usulüne uygun olarak yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakası konusunda bir karar verilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin kusuru bulunmadığından davacı-davalı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, bu durumda davacı-davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-davalı kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçeleri ile davacı-davalı kadının iştirak nafakasının miktarına, davalı-davacı erkeğin ise kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kusur belirlemesinin yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6. bendinin iştirak nafakasına ilişkin kısmının, davacı-davalı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata ilişkin 4. bendinin hükümden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; ortak çocuk 08.12.2018 doğumlu ... yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacıdan alınarak velâyeten davacı-davalıya verilmesine, davacı-davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davacı kadın vekili; davacı-davalı kadın tarafından darp raporu dahil tüm delillerin süresinde dosyaya sunulduğunu, davacı-davalı kadının fiziksel şiddet yanında psikolojik şiddet de gördüğünü, dosyaya sunulan mesajların bunu kanıtladığını belirterek kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarları, yoksulluk nafakası hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların evlilik birliğinin sarsılmasında kusurun kimde olduğu, davacı-davalı kadının dava dilekçesinde darp raporuna delil olarak dayanıp dayanmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve nafaka miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.