"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/77 E., 2023/891 K.
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/46 E., 2021/704 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı -karşı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli olarak kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ile erkek lehine hükmedilen maddî tazminat yönünden temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.01.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı- karşı davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince davacı- karşı davalı kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının davasının ise reddine karar verilmiş, davacı- karşı davalı kadının istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Hüküm, kadın tarafından "kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, nafakalar ve erkek lehine hükmedilen maddî tazminat" yönünden temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, "kadının, küretaj sonrasında hastaneden çıkıp annesinin evine gittiği, annesinin ise kızını geri göndermek için davalı-karşı davacıya bir takım koşullar öne sürdüğü, çiftçilik yapmayı bırakmasını, kendisine yakın bir ev almasını, ancak bu şekilde kızını geri göndereceğini bildirdiği davacı-karşı davalının iş bu davranışının evlilikte birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği, evlenmeden önce de davalı-karşı davacının çiftçilik yaptığı ve aynı yerde oturduğu, davacı-karşı davalının da iş bu durumu bildiği ve razı olarak evlendiği halde evlenince davalı-karşı davacıya farklı taleplerde, bu suretle kusurlu bulunduğu" belirtilerek kadının kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, davacı- karşı davalı kadının, annesinin bu davranışına izin verdiği veya onu bu şekilde yönlendirdiği yönünde dosya kapsamında delil bulunmadığı, kadının başkaca kusurlu bir davranışının da ispatlanmadığı, diğer yandan kadının da iddiasını ispat edemediği, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda her iki tarafın da kusursuz olduğu, boşanma kararının taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmıştır. O halde, birliğin sarsılmasına neden olan olaylarda kadının da kusursuz olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu kadının tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir (4721 sayılı Kanun m. 174/1). Yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda iki taraf da kusursuz olup erkek yararına 4721 sayılı Kanunun 174 üncü maddesinin birinci fıkrası koşulları oluşmamıştır. O halde, davalı -karşı davacı erkeğin maddî tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
4.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, yoksulluk nafakasının toptan ve durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusurlu olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, ortak çocuklarının olmaması ve yaşları da dikkate alındığında kadın lehine, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası dikkate alınarak toptan şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu isteğin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmolunan maddî tazminat ile kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmolunan maddî tazminat ile kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınıp ...'a verilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.