Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5075 E. 2024/1824 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ve miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanma kararı ile nafaka ve tazminata hükmedilmesi usul ve hukuka uygun bulunarak, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/260 E., 2023/933 K.

DAVA TARİHİ : 28.01.2020-04.03.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/66 E., 2021/445 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadının maaş kartını aldığı, 2015 yılında Türkiye'ye ziyarete geldiklerinde davalı-davacı erkeğin annesiyle birlikte davacı kadına fiziksel şiddet uyguladıklarını davalı erkeğin annesinin davacı kadına hakaret ettiğini, tarafların Avusturya'ya döndüğünü, sonrasında erkeğin ve erkeğin ailesinin kadına hakaret etmeye devam ettiğini, erkeğin kadını yastıkla ve köpek tasması ile boğmaya çalıştığını, erkeğin alkol kullanımının fazla olduğunu, kadının bu yaşadıkları üzerinde Türkiye'ye ailesinin yanına döndüğünü erkeğin kadının ailesinin evine gelerek kadına annesine ve kız kardeşine hakaret ettiğini, kadının annesini beyzbol sopası ile dövdüğünü, tehdit ettiğini, kadının annesinin evinin camlarını kırdığını, kadının ve ailesinin erkekten şikayetçi olduğunu, erkeğin karşı dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin sadakat yükümülüğüne aykırı davrandığını, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddiaların kabul etmediklerini kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, yemek yapmadığını, sürekli günü gezerek geçirdiğini, erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, iftira attığını, bencil olduğunu, kadının çocuk yapmak istemediğini, cinsel ilişki yaşamaktan kaçındığını, Almanya'daki komşularına davalı erkeği kullandığına ilişkin sözler söylediğini, erkeğin kök ailesinin ortak konuta gelmesine izin vermediğini, davacı kadının alkol kullandığını, kadının evi terk ettiğini iki yıldır evine dönmediğini, erkeğin yatağın altında büyü bulduğunu, erkeğin davacı kadının talebi ile Türkiye'ye döndüğünü, ve işsiz kaldığını evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlilik birliğinin üzerine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmediği, tarafların aile sınırlarını oluşturamadıkları, oluşturmak için çabalarının olmadığı, birbirlerine karşı sürekli rencide edici sözler kullandıkları, birbirlerine karşı bağırarak konuştukları, tarafların karşılıklı birbirlerine hakaret etmeleri sebebi ile kusurlu olduğu, davalı erkeğin dinlenen tanık beyanlarına göre davacı kadına şiddet uyguladığı, ceza dosyaları ile de sabit olduğu, davalı erkeğin davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, davacı kadının çalışabilecek durumda olması sebebi ile yoksulluk nafakasının bir defaya mahsus toptan olarak verilmesi kanaatine varıldığı gerekçesi ile; asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve bir defaya mahsus toptan olarak 8.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve 4721 sayılı Kanun 174 üncü maddesi uyarınca kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulünün doğru olmadığını, kadına yüklenin kusurları kabul etmediklerini, kadın lehine takdir edilen maddî, manevî tazminat ve nafaka miktarının düşük olduğu gerekçeleri ile karşı davanın kabulü yönündeki kısmı kaldırılmasını, asıl davadaki tüm taleplerin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının kusurlu davranışları nedeniyle evliliği çıkmaza sürüklediği, ceza dosyalırndan sonra davacı kadının evlilik birliğini devam ettirdiğini bu nedenle davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, maddî ve manevî tazminat kararlarının bozulması gerektiği evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının fazla olduğunu, nafakanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karşı davanın kabulüne karar verilmesi ve davacı-davalı kadın tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden ayrıca davalı-davacı erkek tarafından talep edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat talebi yönünden ise hüküm kurulmaması yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi'nin gerekçesinin düzletilmesine, davacı-karşı davalı kadın yararına; asıl dava tarihinden itibaren geçerli olmak, her ay ödenmek ve 01.07.2021 tarihine kadar sürmek üzere aylık 400,00 TL, 01.07.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak, her ay ödenmek ve karar kesinleşinceye kadar sürmek üzere aylık 700,00 TL tedbir nafakasına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren ise aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı-davalı kadın lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından davalı-karşı davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulünün doğru olmadığını, kadına İlk Derece Mahkemesi tarafından yüklenen kusurları kabul etmediklerini, kadın lehine takdir edilen maddî manevî tazminat ve nafaka miktarının düşük olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının kusurlu davranışları nedeniyle evliliği çıkmaza sürüklediği, davacı-davalı kadının müşkerek konutu terk ettiği, ceza dosyalarından sonra davacı kadının evlilik birliğini devam ettirdiğini, Yargıtay kararları gereği davalı-davacı erkeği af ettiği, bu nedenle davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, maddî ve manevî tazminat kararlarının bozulması gerektiği, toptan yoksulluk nafakasının yasaya aykırı olduğu, kadına yoksulluk nafakası hükmedilmemesi gerektiği, miktarının fazla olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğu gerekçeleri ile kadının davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına toptan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.