"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/153 E., 2023/145 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/791 E., 2019/1189 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1995 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, ortak çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkının erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, agresif olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek boşanma talebinin kabulü ile ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, erkek yararına 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise birlik görevlerini ihmal ettiğini, kıskanç olduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ... 'un yargılama sırasında ergin olduğu dikkate alınarak velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'nın fiilen anne yanında kaldığı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak karar tarihine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 500,00 TL iştirak nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra ise aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminat, ağır kusurlu erkek yararına yasal şartları oluşmadığından tazminat taleplerinin reddine, kadının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, hükmedilen tazminatların, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının miktarlarının çok az olduğunu belirterek; tazminatların, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, hatalı kusur belirlemesi ile kadın yararına tazminat ve nafaka takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, her ne kadar erkeğe ... isimli kadınla gezdiği yönünde vakıa kusur olarak yüklenmişse de bu olaydan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve erkeğin ... isimli kadınla gezdiği vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin işi gereği kamplara gittiği ve bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, yine her ne kadar erkeğe birlik görevini ihmal ettiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de dinlenen tanık beyanları uyarınca bu vakıanın ispatlanamadığı, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; kadının, ev işlerini yapma konusunda zaafiyet gösterdiği, aşırı kıskanç olduğu, erkeğin ise hakaret ettiği, başka kadınlarla yan yana birden fazla fotoğraf çektirmek suretiyle güven duygusunu zedeleyecek davranışlarda bulunduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu ve kadın ve erkek yararına tazminata hükmedilmesi yasal şartlarının oluşmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, miktarlarının ise tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak uygun olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının ise yine tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak isabetli olduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, kadının tazminat taleplerinin reddine, davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile nafakaların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; tarafların Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek ağır kusurlu olup kusuru daha ağır ve eşit olmayan ve bu olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın yararına koşulları oluştuğu halde 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
5.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.