Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5083 E. 2023/3516 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının boşanma davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü üzerine, davacı tarafından yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının dilekçeler aşamasında vakıaları ve delilleri belirtmemesi, sonradan sunduğu dilekçedeki hususların ise 6100 sayılı HMK'nın 141. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi niteliğinde olması ve usulüne uygun ıslah veya davalının açık rızası olmadan dikkate alınamaması gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/678 E., 2022/649 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü - yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/893 E., 2022/167 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın dava dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın çekişmeli boşanmaya yönelik 23.10.2020 tarihli dilekçesinde; eşinin huyları ve davranışlarının değiştiğini, kırıcı olmaya başladığını, eşinin düzelmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin düzenli bir işi bulunmadığı ve bu nedenle ailesi ile birlikte maddî sıkıntı yaşadıkları, davacı kadının kardeşinin kendisine bulduğu işte çalışmadığı, davalı erkeğin eşine hitaben "Mal karı, deli karı, orospu" diyerek hakaret ettiği, davacı kadının bipolar affektif bozukluk hastalığının olduğu ancak bu hastalığının kendisine vasi tayinini gerektirmediği ve davalının davacının bu hastalığından dolayı evlilik birliğinin sona erdiğini ispatlayamadığı, davalı erkeğin davacı ve ortak çocuk ile yeterince ilgilenmediği, ortak çocuğun yaşadığı bir cinsel taciz olayını davalının önemsemeyerek bu olaya tepkisiz kaldığı, tarafların bu nedenlerle anlaşamayarak fiilen ayrıldıkları, fiili ayrılık süresince davalı erkeğin davacı ve ortak çocuğa maddî yardımda bulunmadığı; davalı erkeğin tam kusurlu davranışlarının davacıdan ortak hayatı devam ettirmesi beklenemeyecek derecede evlilik birliğinin şiddetli geçimsizlik nedeniyle temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği, fiilen ayrı yaşamakta olan tarafların bir araya gelemedikleri, davacının boşanmayı istediği, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evliliğin davacı için çekilmez hal aldığı belirtilerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmolunan aylık 350 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla 500,00 TL'ye yükseltilmesine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına aylık 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusurlu olmadığını, kararın hatalı olduğunu belirterek kararın tümü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın yazılı yargılama usulüne tâbi olduğu, davacının 23.10.2020 tarihli dava dilekçesinin davalıya 23.11.2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davalının süresinde davaya cevap vermediği, dilekçeler aşamasının tamamlandığı; Davacının 23.10.2020 tarihli dava dilekçesinde vakıalarını bildirmediği gibi delillerini de bildirmediği, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra davacı vekili tarafından 31.03.2021 tarihinde sunulan dilekçede tarafların geçimsizliklerine vakıalar ve delillerin belirtildiği ve de boşanma ile fer'i taleplerde bulunulduğu, davada dilekçeler aşamasının belirtildiği üzere davalının davaya cevap vermemiş olması nedeniyle 07.12.2021 tarihinde tamamlandığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususların sıralandığı; davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği, dayanılan hukuki sebepler ve açık bir şekilde talep sonucunun zorunlu olarak bulunması gereken hususlar olarak belirtildiği, söz konusu unsurlar sonradan tamamlanabilecek unsurlardan olmayıp davanın eksik unsurun vasfına göre neticeleneceği; bunun yanında 6100 sayılı Kanun'un 141 inci maddesi uyarınca; tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilecekleri yahut değiştirebilecekleri; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunmanın genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerinin saklı olduğu; bu kapsamda davacı vekilinin sunmuş olduğu 31.03.2021 tarihli dilekçenin, davalı davaya cevap vermediği için cevaba cevap dilekçesi mahiyetinde olmadığı, bu dilekçede ileri sürülen olguların iddianın genişletilmesi kapsamında olup davacı tarafın usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah işleminin yada davalının açık muvafakatinin de bulunmadığı, bu nedenlerle davacı vekilinin sunduğu 31.03.2021 tarihli dilekçede ileri sürülen vakıalar dikkate alınamayacağı, bunun yanında yine 6100 Sayılı Kanun'un 145 inci maddesinde tarafların Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremeyecekleri; ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkemenin o delilin sonradan gösterilmesine izin verebiliceği hükmüne yer verildiği; davacının dava dilekçesinde delil bildirmediği, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sunulan delillerin davada dikkate alınması hatalı olduğu; bu açıklamalar ışığında davacının dava dilekçesinde geçimsizlerine ilişkin vakıa belirtmediği gibi, davalıya isnat ettiği kusurları dosya kapsamında sunduğu delillerinin süresinde sunulmamış olması nedeniyle dikkate alınamayacağı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davası yönünden yeniden hüküm kurulmasına ve davacının davasının reddine; dava tarihi 11.09.2020 tarihinden 16.03.2022 tarihine kadar devam etmek üzere kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, İlk Derece Mahkemesince hükmedilmiş olan tedbir nafakasının tahsilde mükerrerlik olmaması için iş bu nafakadan mahsubuna; dava tarihi 11.09.2020 tarihinden 16.03.2022 tarihine kadar devam etmek üzere ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL nafakasına, 16.03.2022 tarihinden karar kesinleşinceye kadar devam etmek üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, İlk Derece Mahkemesince hükmedilmiş olan tedbir nafakasının tahsilde mükerrerlik olmaması için iş bu nafakadan mahsubuna; erkeğin tedbir nafakalarına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davacı kadının kendisi için istediği nafakalardan feragat ettiğini 13.09.2022 tarihli dilekçeyle bildirmesi üzerine Dairece verilen 15.02.2023 tarihli gönderme kararı sonrası Bölge Adliye Mahkemesinin 14.04.2023 tarihli ek kararı ile kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına ve 14.04.2023 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, re'sen araştırma ilkesinin uygulanması gerektiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek asıl karar ve 14.04.2023 tarihli ek karar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacı kadının davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, davacı kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında vakıa ve delil bildirilmediği için dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasından sonra verdiği beyan dilekçesindeki vakıa ve delillerin hükme esas alınıp alınamayacağı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinden feragat etmesi nedeniyle ret hükmü kurulmasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesi, 141 inci maddesi, 145 inci maddesi, 309 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.